Gönderi

7. Ordu Komutanlığı'ndan istifa eden Mustafa Kemal Paşa İstanbul'a dönecektir. Daha sonra olanları kendisi şöyle anlatmıştır: "Halep'ten İstanbul'a gitmek için tren ücreti verecek param olmadığının farkında değilmişim. Yalnız atlarım vardı. Zamanla edinilmiş, yetiştirilmiş cins atlar ve kısraklardı. Salih'i çağırdım ve: Bu atlardan birkaçını satın da İstanbul'a gidebilelim, dedim. Halep'te bir aile yanında misafir bulunuyorum. Fakat benim en güzel atlarımı pazarda satın alan bir tek adam çıkmamıştır. Bizim yegâne servetimiz olan atlardan da ümidimizi kestik… O sıralarda Cemal Paşa Halep'te yanıma geldi. Çok şeyler konuştuk. Cemal Paşa'nın bana ayrıca bir sevgisi ve bağlılığı olduğunu belirtmek de vazifemdir. Cemal Paşa'ya: - Benim bazı cins at ve kısraklarım var. Bunları satmak ihtiyacındayım talip bulamadım. Siz buranın eski komutanısınız. Bana bir yol gösterir misiniz? dedim. Cemal Paşa, 'at ve kısraklarınızı evvela baytarlara muayene ettireyim' dedi. - Diyarbekir'de iken Alman ve Avusturyalılar bu atların bir servet olduğunu söylediler, kıymetlerinden şüphe etmiyorum, bununla beraber, öyle yapınız, dedim. Cemal Paşa baytarların raporunu gördükten sonra, hepsi için iki bin altın teklif etti. Kabul ettim. İstanbul'a hareket ettik… Bir gün İstanbul'a Bahriye Müsteşarı Vasıf Paşa'dan bir yazı aldım. Bu yazıya eklenmiş olan Cemal Paşa imzalı telgrafın içeriği şu idi: Hayvanlarınızı beş bin liraya sattım. Sizden çok ucuz almışım. Üç bin lirasını nereye göndereyim? Bu telgraf üzerine Müsteşar Vasıf Paşa'nın yanına gittim. Kendisine, "Telgrafın manasını anlayamadım. Ben paşaya atlarımı iki bin liraya sattım. O beş bin liraya satmışsa üst tarafını bana vermeye mecbur değildir' dedim. Bu tokgözlülüğüme rağmen, Cemal Paşa merhum, üç bin lirayı Vasıf Paşa aracılığıyla bana göndermiştir."
Sayfa 114 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
·
71 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.