Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

"Şaşırtıcı bir şekilde mükemmel," diye mırıldandı. "Cazi- beni hafife almışım." Tam anlamıyla utanç verici olsa da bir göz tarafından ye- nip bitirilmek heyecan vericiydi. Huzursuzlanmaya başladığın- da, Daniel yırtarcasına gömleğini başından çekip çıkardı, daha sonra çizmelerini çıkarmak için eğildi. Gergin kasları bronz teninin altında dalgalanıyordu. Lisette'in bacaklarının arasın- daki güçlü bir uğraş onu nefes nefese bıraktı. Daniel omzunun üzerinden baktı. "İyi misin?" Başını salladı. "Evet." Daniel'ın gülümsemesi onun sinirlerini dağıttı. Aman tan- rim. Onun her yatak ziyaretinde daima bu arzuyu hissedecek miydi? Daniel yatağa tırmandı ve onun yanına uzandı. Liset- te onun kolları arasında ona doğru yuvarlandı ve dudakla- birleşti. Öpüşme her zaman en şaşırtıcı eylemdi. Hiçbir şey ile mukayese edilemezdi. Lisette de bunun kesinliğini hissetti. Parmakları göğüs uçlarına kapandı. Lisette'in zıplamasıy- la Daniel onu serbest bıraktı. Yaşadığı his rahatsızlığın eşiğin- de bocalatan aynı zamanda da enfes, keyifli bir gıdıklanmaydı. Bunu tekrar hissetmek istiyordu. Göğsünü biraz daha ileriye uzatarak onun tekrar dokunacağını ümit etti, ancak bunun yeri- ne Daniel onu sırtüstü yatırdı. "Daniel." Daniel güldü. "Belki daha çok haz duyacağını mı düşünü- yorsun? Haydi, görelim, olur mu?" Başını alçalttı, onun göğüs ucunu yaladı, kadife dilinin uzun bir dokunuşu kalçalarını can- landırdı. Tekrar onu okşamasıyla kalçaları yataktan yükseldi. Ellerini karnına doğru götüren Daniel, onu olduğu yerde tuttu ve ağzını onun sertleşmiş tomurcuklarına kapattı. Aşağıya doğru şiddetli bir fırtına harekete geçene kadar Daniel'ın dili göğsünde daireler çizdi ve emdi. Her yalama ve diş sıyrığı inlemesini bastırmayı ya da kıvranan kalçalarını durdurmayı zorlaştırıyordu. Bacaklarının arası hiç bilmediği bir şeyle sancıyordu. Bu dayanılmaz derecede acı veriyordu. "Daha fazlasını almayayım," dedi bir sızlanmayla. "İncittim." Daniel başını kaldırdı ve yanağına nazik bir öpücük kon- durdu. "Sevgilim, beni affet. Tamamen kendimi kaybettim. Se- nin acını hafifleteceğim." Karnının üzerindeki eli, onun duyarlı bedenini okşamadan önce yavaş yavaş kıvrımlarına hareket etti. "Ah," diye bir inleme sesi çıkardı. "Ah!" Beyni ekmek tatlısına döndü ve bütün söyleyebildiği alfabenin tek bir harfi oldu. Aman Tanrım. Haksızlık etmişti. Bu öpüşmekten çok daha güzeldi. Daniel'ın parmağı içini rahatlatıp sonra sıcak teninde kaymak için dışarı çıkarken ağzı yeniden göğsünü aradı. Li- sette, Daniel onun alt kısmına dokununca kendini günahkar hissetti ve lanet olsun ki hemencecik de bu günahtan hoşlan- maya başladı. Adamın nemli parmakları okşamaya devam etti. Genç kızın gözleri yuvalarından fırladı. Olamazdı. Ulu Tanrım. "Ben ıslak mıyım?" Sesi telaş içinde cryakladı. "Çok ıslak," Daniel doğruladı. Onun mavi gözleri zevkle parlıyordu. "Tıpkı olması gerektiği gibi. Şimdi sessiz ol ve sa- kinleş. Seninle sevişmeye çalışıyorum." Lisette, başını yastığa geri bıraktı ve gözlerini kapattı. Vü- cudu komple tahmin edilemezlikle davrandığı zaman nasıl ra- hatlıyordu? Bundan sonraki utanç verici şeyin ne olabileceğini kim biliyordu? Ancak endişeleri, Daniel parmağını içine sokup sonra tekrar dışarı çıkarıp ve sonra bu daha önce varlığından habersiz olduğu inanılmaz noktada daire çizdiği zaman kay- boldu. "Ever," dedi bir iç çekmeyle. Bacaklarının arasını okşamaya devam etti ve göğsünün üs- tündeki sıcak nefesi karnının altında bir titreşimi tetikledi. Vü- cudu gerildi ve sarsıldı. Soluk soluğa kaldı ve onun özel nokta- sımın üzerinden her geçişi ve göğüs ucunu her çizişi ile birlikte direnç içinde mutluluk duygusu büyürken nefesini tuttu. İçinde oluşan baskının farkındalığı daralırken, titreşim- lerle sarsıldı. Nefes nefese kalmıştı. Patlayacaktı. Daniel'ın durdurmayı düşünerek bileğini kavradı ama düşüncesi yarıda kesildi. Asla bu kadar canlı hissetmemişti. Zevkin şiddeti bü- yüdü ve onu ele geçiren güç her neyse teslim olurken kalçaları sıçradı. Daniel'ın elinin bir başka okşaması ile ondan bir çığlık patladı, sonra bir başka ve bir başka. Düşünceleri parçalandı ve renkli ışıklar kapalı gözlerinin arkasında parladığı sırada bilin- meyene dağıldı. Aman Tanrım. Aman Tanrım. Süzülerek yeryüzüne geri dönmesine izin veren her neyse etkisi altındaydı. Ağırlaşan bacakları yatağa düştü. Daniel onun üstünden yanına yuvarlandı ve Lisette'i ken- dine çekti. Yanağını onun çıplak göğsüne yaslayıp dinlenirken nefesini yavaşça geceye bıraktı. Bedenlerini karşılaştırmak merakını cezbetti. Daniel'ın kasları gergindi, oysa o hiç bu ka- dar ıslak hissetmemişti. "Bana ne oldu?" "Boşaldın." Onun yanına sokuldu ve başının üstünü öptü. "Daha sonra bu duyguyu hatırlayacağına söz ver." Lisette tembel tembel gülümsedi. "Unutmam pek müm- kün olmacak." Daniel'ın eli kalçasını kavradı ve onu daha yakına çekti. Sert bir kabartı karnına baskı yaptı. "İlk kez birleştiğimiz- de senin biraz rahatsız olabileceğinden korkuyorum." Lisette rahatsız etmekle neyi kastettiğini sormak yerine alt dudağını ısırdı. Artık puslu duygu geri çekilmeye başlamış uysallığı yeniden ortaya çıkmıştı. Lisette kollarını göğsünün üzerinde kavuşturdu ve görünümünü ondan saklamak için sa- rınarak örttü. "Sen benim her şeyimi gördün," dedi. "Hal böyleyken sen hâlâ pantolonlusun." "Bu kadar yeter." Onu serbest bıraktı ve yataktan çıktı. "Bekle." Buruşmuş geceliğini kaptı ve sıkıca göğsüne tuttu. Daniel sırıttı ve pantolonunun kemerini gevşetti. Pantolon zemine düşünce bakışlarını kaçırdı, fakat çok geçmeden mera- kını tatmin etmek istedi. Hızı bir göz atış merakını gidermedi, bu yüzden tekrar bakmak zorunda kaldı. Tanrı aşkına. Erkeklerin pantolonlarının içinde böyle bir şey gizlediklerini hiç tahmin etmemişti. "O biraz hantal gö- rünüyor." Daniel yatağa girerken sırıttı ve ona doğru ilerledi. "Onu yeterince iyi yönetmeyi öğrendim."
Sayfa 224
·
1 artı 1'leme
·
76 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.