Söylem ile eylem, hakikat ile gerçeklik, bilim ile iktidar arasındaki mesafe kapandıkça, bilimsel ve siyasal ufuk daralacak ve hayat doğallığın tâ kendisine, bir kendiyle sınırlanmışlığa, özdeşliğe, dolayısıyla sahih anlamda bir özgürlüğün imkânsızlığına dönüşecektir.