ben onu “Sekar”a sokacağım. Sekar’ın ne olduğunu sen ne bileceksin?
Geride bir şey koymaz, bırakmaz. Derileri kavurur. Üzerinde on dokuz
vardır. Biz, cehennemin görevlilerini ancak meleklerden kıldık. Onların sayısını inkar edenler için bir imtihan vesilesi yaptık ki kendilerine kitap
verilenler kesin olarak bilsinler, iman edenlerin imanı artsın, kendilerine
kitap verilenler ve mü’minler şüpheye düşmesin, kalplerinde bir hastalık
bulunanlar ile kâfirler, “Allah örnek olarak bununla neyi anlatmak
istedi” desinler. İşte böyle. Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Rabbinin ordularını ancak kendisi bilir. Bu, insanlar için
ancak bir uyarıdır.
(MÜDDESSİR: 74/23-31)
“Sekar” kelimesi arkasından gelen diğer ayetlere de bakıldığında
“cehenneme” karşılık kullanılmış bir sözcükmüş gibi duruyor. Nitekim
Kur’an yorumcuları tarafından genel kabul görmüş anlayış da bu yöndedir.
Uzlaşılamayan ve günümüzde hâlâ tartışma konusu olan “Üzerinde on
dokuz vardır” ayetinin üzerinde farklı bir yönüyle kısaca durmak istiyorum.
Biyo-Kimyacı Reşad Halife’nin bilgisayarı kullanarak “19” sayısı ile
ortaya çıkarttığı Kur’an’daki mucizevi kodlama sistemi ile ilgili çalışmalarına
işte bu ayet öncülük etmiştir. Ortaya koyduğu bulgular gerçekte çok
çarpıcıydı. Daha sonraları egosuna kapılarak konuyu dejenere etme yoluna
gitmiş olsa da ortaya koyduğu gerçekleri yok farzedemeyiz.
19 ile ilgili tartışmaların ne kadar büyük boyutlara taşındığını hatırlarsınız.
Bu tartışmaların olacağını aktardığımız ayetlerin sonunda bizzat Kur’an-ı
Kerim’in de söylemiş olması çok ilginçtir. “ ‘Allah örnek olarak bununla
neyi anlatmak istedi’ desinler” sözü bu anlamda çok önemlidir. Belli ki, bu
ayette neyin anlatıldığı insanlar tarafından bir tartışma konusu olacağı vahyiveren makam tarafından bilinmekteydi. Ve gerçekten de öyle olmuştur...