Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Efendimiz (s.a.v) Mirâc’a yükselirken
Peygamber Efendimiz Firavun’un kızının saç tarayıcısı olan kadın ve çocuklarının kabri üzerinden geçerken, çok güzel bir koku aldı. O, yani Mâşita (saç tarayıcısı) mü’min ve sâliha bir kadındı. Onun kıssası şöyle anlatılmaktadır: Mâşita bir gün Firavun’un kızının saçını tararken tarağı elinden düşürdü ve “Bismillah” diyerek yerden aldı. Firavun’un kızı ona: “ Senin babamdan başka Rabb’in mi var? diye sordu. Mâşita Firavun’un kızına “Benim ve babanın Rabbi Allah’tır.” diye cevap verdi. Firavun’un kızı babasına olanları anlattı. Firavun Mâşita’dan dininden dönmesini istedi. Mâşita Firavun’un bu isteğini kabul etmeyince, Firavun onu ve çocuklarını içerisine atmak için yağlı kaynar su hazırlattı. Firavun ,Mâşita’nın çocuklarını tek tek suyu attırmaya başladı. Mâşita, çocuklarının kaynar suda etlerinin kemiklerinden ayrıldığını görmesine rağmen, asla dininden taviz vermedi. Firavun’un tehditlerinden etkilenmedi ve “Lâ ilâhe illallâh” demeyi sürdürdü. Sıra kundaktaki bebeğin suya atılmasına gelince bebek, annesine şöyle seslendi: Ey Anneciğim! Sabret, Âhiret’in azabı dünyâ azabından daha şiddetlidir. Sen hak yoldasın. Sakın bu yoldan dönme.” Kadın da hiç tereddüt etmeden “Lâ ilâhe illallâh” demeyi sürdürdü ve bunun üzerine Mâşita Firavun’a dedi ki: “Senden bir isteğim var. Kemiklerimizi toplayıp, hepimizi bir yere defnet.” Firavun da; “İsteğini yerine getireceğim.” dedi ve Mâşita ile bebeğini kaynar suya attırdı. Mâşita ve çocukları şehîd olarak vefat ettiler. İşte Peygamber Efendimiz’in İsra yolculuğunda iken almış olduğu miskten daha güzel olan koku Mâşita ve çocuklarının defnedildiği yerden gelen kokuydu.
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.