Gönderi

Az önce on üç-on dört yaşlarında beş-altı kız ellerinde uzun değneklerle gülüşerek yanımdan geçip, sapmaya çekindiğim bir patikada kayboldular. Masal yaratıkları gibi zamandışı, hülyalı, uçucuydular. Sesleri savrulup gitmeden önce, boş arazideki sert kısa otlara, tuhaf dikenlere birkaç saniye boyunca takılıp kaldı. Şimdi geride onlardan hiçbir iz yok. Kayıp zamandan gelip kayıp zamana karışmışlar gibi... Masalın en güzel yanı da bu ölçülüp biçilmemiş, kaydedilmemiş, bölünmemiş zamanın öyküsünü anlatmasıdır. Bir varmış bir yokmuş diye başlayan unutulmuş zamanın... Ama zamanı unutabilir miyiz? Belki de şöyle sormalıydım; masalla görmezden gelmeye çalışsak da zaman bizi unutur mu?
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.