Bu toprak okuyanını, düsünenini, münevverini, aydinini, entelektüelini,entelini hicbir zaman sahiplenmedi. Onu hep küçümsedi. Onu hep
zaman dışı, gerçek dışı buldu. Onu asla ciddiye almadi, onunla daima dalga gecildi. Sanki bir yerlerde bir hayat var; onun çok mühim ve gerçek meseleleri var da bu zavallı orada degil, çeyrek çepelek hülyalar içinde bambaska bir yerde, harikalar diyarinda yasayan bir meczupmus, romantik bir serseriymis, daima güçsüz ve korkak bir enayiymis gibi bakildi ona.