Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Karşıma ne kadar da çok vazgeçmek bırakmakla alakalı şey çıkıyor. Çok değil daha 50 yıl önceki edebiyat bile vazgeçilememezlik üzerine kuruluydu. Ne oldu da insanlar artık vazgeçmeyi bırakmayı terk etmeyi iyileşme denen tuhaf hali üstün gördü. Hatta başarılı olmayı burada bile görüyoruz. En kısa sürede bırakabilene, acısını çekmeden atlatma çabalarına girişmeye ve bu sürenin kısalığına kadar indi. Bilmiyorum ama insanları bi bırakın da ağız tadıyla kederini de yaşasın noktasına kadar geldim. Ne bu acıdan korkma hali. Ben belki eski taraftanım. Yıllarımı bir kişiye olan duygularımla geçirmek istiyorum belki. Bir videodaki alıntı aklıma geldi şimdi. Bu zamanda herkes birini bekliyor ama birbirini bekleyen yok diye. İşin garibi bu söz beni de kapsayacak şekilde tersine çevirdi. Ben sondaki cenahtayken bir anda ilk cenahta buldum ya kendimi neyse. Bunla kastettiğim de ütopik bir figürân değil zaten yenisi, daha iyisi beni ben yapmayacak belki. Ben belki böyle var oldum. Orhan Veli, Cahit Zarifoğlu ,Cemal Süreya ve daha birçokları gibi.Evet belki bu saydıklarım ve dahasının bir tek sevdası da olmadı ama acı yaşamayı bizim gibi geçiştirip sekteye de uğratmadılar. Sözlerin en veciz hallerine dönüştürmeyi başarıp aramızda hala ortak duygular besleyenlere seslendiler. Özneden değil ki içten gelen duyguları yaşamayı bildiler. İçlerinde mutluluğu yakalayıp bizimde o anlarda ne hissettiğimizi öğretenler de oldu acıyla sınanıp yıllarca bunun zorluklarına katlanmayı ve o yoğun hisleri yaşamamızı sağlayanlar da oldu. İnsan her türlü psikopatiktir zaten. İyi hal diye bir şey yoktur. Alışılmış ve alışılmadık hal vardır. Coşku da keder de içine girer. Olumlu olumsuz da. Tabi bu aralar popülerin tersini söyleyipte karşıt popülerizmi oluşturma girişimleri de var. Bu yöntemle üretim yapanlar ekmek elde edenler azımsanmayacak kadar. Ama ben bunun içinde karşıt olanı söylemiyorum. Sadece içimde vuku bulan bu hisleri yazıyorum. Hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu da bilmiyorum tabikide. Ama içimde anlamaya çalıştığım şeylerin de üstünü örtmek istemiyorum. Bastırmadan pek hayır görmedim bu zamanada kadar. O yüzden bakıyorum sadece. İzliyorum. Olan bitene karşı üçüncü bir göz oluyorum ve bazen böyle işte hissettiğim şeyler kavram ve kelime kılıflarına girip zorlukla evrilip bu hali alıyor. Hepsi bu kadar...
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.