Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Leylim Leylim, Milena'ya Mektuplar ile On Üç Günün Mektupları'nı ve başka kitaplaşmış mektupları okurum. Belge niteliğinde yazılar, duyguların ete kemiğe büründüğü, her an kanayacakmış gibi derin yara tanımları, mektubun içine girdiğinde yazanın çığlıklarının kulaklarını sağır edecekmiş gibi bir empati kurduran yazılar. Ayrılığı, kavuşamamayı, özlemi, sevdayı ne de güzel anlatmışlar. Her bir mektup hem yazanın hem de hitap edilenin çevreleri tarafından önemsenen kişiler olmasına rağmen aslında mevcut şartlarda birbirlerinin eksikliğinde ne kadar aciz duruma düştüklerini de gösteriyor. Aşk ve beraberinde zaman içinde insanın yüreğine işlediği vuslat ve ayrılık duygusu ile hasreti ifade eden cümleler bu duygulara yabancı olanlar tarafından irite edici bulunup sıkça hem eleştiriye maruz bırakılmışlar hem de psikolojik bir rahatsızlıkla itham edilmişlerdir. Tarihte yeryüzüne iz bırakmış her kişi (edebiyattan bilime, siyasetten spora) kamuya mal olmuş kişiliklerinin esiri olmadan ve bir meydan okurcasına duygularını belgeleyerek de büyük karakterler olduğunu kanıtlamışlardır. Varsın, çağın akıllı! insanları bu mektuplardan psikolojik tahlil yapsın, hastalık teşhisi koysun. Ancak unutmasınlar ki dünyayı öfke, hırs, kin, nefret değil, güzellik ve sevgi kurtaracaktır. Sonu hüsran bile olsa bir aşk, yaşanmaya değerdir. Hüsran denilen şey de zaten istenerek inşa edilmez. Çaba, sevginin büyütülmesi için harcanmalıdır. Hedef, ne Leyla olsun ne Kerem ne de Ferhat. Kendimize şans tanımak, içimizdeki aşkın büyüklüğüne, özel olduğuna, benzersiz olduğuna inanmak olsun. İnsan kendi hislerinden şüphe etmemeli...
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,9bin okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.