Konuşmasam da anlaşılacağımı sanmıştım..." Bir ressamın anlaşılmak konusunda Oğuz Atay'a benzemesi mümkün müdür? O halde gelin sizle sanatın Oğuz Atay'ını konuşalım... Van Gogh'un yaşadığı dönemde sadece tek bir tablosunun, yani Kırmızı Üzüm Bağı'nın satılması ve hayatı boyunca anlaşılmadığının düşünülmesi bana hep Oğuz Atay'ın yaşadıklarını anımsatmıştır. İç dünyasında bir çok sıkıntılar yaşamış, yaptığı eserler yaşadığı süre boyunca değer görmemiş, ekonomik sıkıntılar içinde boğulmuş ve sığınacak bir dal aramış Van Gogh.. bunca sıkıntılı durumda insan kendisine destek olacak, sırtını yaslayıp dertlerini anlatabileceği birini arar değil mi? Van Gogh için bu kişi kardeşi Theo'dan başkası değildir. Sadece kardeşi Theo'nun ona inanacağını düşünüp mektuplarını 'İnan Bana' diye bitirir. Kitap sadece Theo'ya yazılan mektupları içermemekte, bazı kısımlarda arkadaşlarına, kız kardeşine ve annesine için de mektuplar içerse de ona inanmasını istediği kişi Theo'dan başkası değildir.. Bu eser, ressam olmak için çok çabalayan, hayatından feragat eden Van Gogh'un içsel dünyasına yolculuğa çıkarıyor. Hayal kırıklıklarını, umutlarını, aşkını, depresifliğini, ataklarını, yaşadığı ekonomik zorluklarını, fikirlerini ve inançlarını okuyarak aslında attığı her fırça darbesinde bize çok derin şeyler anlattığını anlamamızı sağlıyor. "Bu dikenlerin zamanla beyaz çiçekler açacağına ve boşaymış gibi görünen bu çabalarımın doğum sancılarından başka bir şey olmadığına dair umudum var." Mektuplara ilk başladığım zaman umutlu bir Van Gogh okurken sayfalar ilerledikçe ona inanmamız için yalvaran, acılarını, hislerini anlamamız için gözümüzün içine bakan bir Van Gogh okumaya başladım. Ben okudukça kalbimin sıkıştığını, cümlelerin arasında onu daha iyi anlamaya başladığımı farkettim. Van Gogh, kardeşi Theo'ya bu mektupları yazdıktan altı yıl sonra vefat etti. Şu an ki başarısını, ününü biz bilsek de o bunu bilemeden aramızdan ayrıldı. Bunu hatırlatmak ve ona 'inandığımızı' göstermek amacıyla bu eseri okuyup onun iç dünyasını, hislerini ve düşüncelerini daha iyi anlayabiliriz. "Ancak ben insana, insan olduğu için sevgi ya da nefret duyabiliyorum ve içinde bulundukları koşullar beni pek de ilgilendirmiyor." "İnsan, sorgusuz sualsiz bir tarafı diğerinden üstün görüyorsa ya geri kafalıdır ya da iki yüzlüdür." "Çağı yakalamak istiyorsak, kadınları da dikkate almalıyız." "Hayatın tadını çıkarmak, intihar etmekten daha iyi." "Hayran olabildiğin kadar hayran ol, çoğu insan yeterince hayranlık duymuyor. " "Sadece aydınlık ve özgürlüğün peşine düş ve dünyevi bataklığın derinlerine çekilmekten sakın. " "Kimse bir gecede saf ve içten olamaz. "

İnan Bana - VincentVincent Van Gogh · Otantik Kitap · 202318 okunma

·

48 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fahri Gürcan