Geceler yalınayak, geceler inzivada
İnsanlığın salâsı okunuyor, elveda!
Gündüzün siyahından ufka karanlık çöktü Hicabından günahın kardelen boyun büktü
Günebakan çiçeği dönüp bakar mı bize?
Feryad u figan etsek nefis gelir mi dize?
Ömür yitik sermaye kelebeğin misâli
Tarumar gülistanım, talan ettim visâli
Yâ İlâhi affeyle, gayrı dilim lâl düşer
Vuslat uzaksa eğer bağrıma melâl düşer
Şu virane gönlümü ihya et, imar eyle
Sırf münkeri emreden nefsimi tımar eyle
Kapına gelen fakir devletli sultan olur
İsmi İsmail olan, aşkına kurban olur
Kovma beni kapından, ben de azad olayım Beratimi ver benim, ver bermurad olayım
Adaletin gereği hesabı soruyorsun
Affını dileyeni ateşten koruyorsun
Ebedi zelil kalır yolundan yüz çeviren
Enkazında can verir can köşkünü deviren
Rabbim sana yönelen daim hikmeti bulur
Gönül gözü kör ise saraylar zindan olur
Yaya kaldım Yâ Melik! Kerem et, süvar eyle Zindandan kurtar beni, kullukla hünkâr eyle
Kırkikindi yağmuru gönlümde cemre cemre
O yağmur ki ram olur on dört asırlık emre
Emrolunduğun gibi dosdoğru olmak lazım İstikâmet sırrını arayıp bulmak lazım
Ateşe atılmadan Halil olunmaz imiş
Balığı kaybetmeden Hızır bulunmaz imiş
Boynunu büken kullar el açıp yalvarınca
Hidayetle süslersin edebiyle varınca
Kerem eyle Yâ Rabbi ben de halas olayım Huzuruna varınca neşve ile dolayım
Aşk nehrini sadrıma kan eyle, damar eyle Dostluğuna erdiren kulluğa mazhar eyle
Surlarından aşarken sinsi rüzgârlar şehrin
Sular taşar pervasız... Sular derin mi derin...
Harabe diyârlara o dem çakallar döner
Kan kokan nefesinden bir bir ocaklar söner
Kapkaranlık gecede her cürmü görüyorsun
“La tahzen...” deyince Yâr, mazlumu koruyorsun
Âlemlerin Rabbisin, yok senden başka İlâh
Sabır ve dua benim sarıldığım tek silah
Zerreden kürreye dek ne varsa yaratansın Buldurmayı dilersen bulanı aratansın
Gönül hanı yıkılmış, yeniden hisar eyle
Muhacir yüreklere bizleri ensar eyle
Yıldızlar, ay ve güneş emre itaat eder
Tefekkür eden görür, her vakit taat eder
Kudretine hudut yok, dağları dürüyorsun
İsyan eden nankörü çöllere sürüyorsun
Tövbeye de tövbe var dervişlerin dilinde
Haddi bilmekmiş kulluk hakikat menzilinde
Yâ Rab! Azametinden kainat secde eder
Nefse uyan, hevayı ruhuna perde eder
Hiçbir şer döndüremez salihleri yolundan Samimiyet istiyor Cenab–ı Hak kulundan
Yâ Muhyî! Ruhumdaki hazanı bahar eyle
Şu zifiri gecemi lûtfunla nehar eyle
Başımıza gelenler ellerimiz yüzünden
Er kişi dönmez zinhar Kâlû Belâ sözünden
İbrahim’i yakmayan Rabbim bizi de yakma Yunus’un duasıyla geldim cürmüme bakma!
Affet bizi Allah’ım, azabından beri kıl
Nefsimize zulmettik, gazabından beri kıl
İnkarın kalesini ansızın vuran Sensin
Müminlerin eliyle nizamı kuran Sensin
Sen yardım eylemezsen tufanda savruluruz Musibetin nârında biçâre kavruluruz
Haddi aşan münkire beni de ağyâr eyle
Dost selâmı getiren kuşlara diyâr eyle
Sekarat, kabir, mahşer... Başta mı kalır akıl? Mizanın öyle hassas... Ne dağ kalır ne çakıl...
Affından, şefkatinden başka umut yok bize Acımazsan kuluna dönmez gecem gündüze
Şeytanın aynasına bakıp nasıl güleriz?
Sana kulluk ederiz, senden yardım dileriz
Dünyadan geçilmezse murattan geçilmezmiş
Ebu Cehil olunca Sırat’tan geçilmezmiş
Sen Vacibül Vücudsun, ezelî ebedîsin
Fâni kulunu hayra davet eden Hâdî’sin
Aşk kokmayan gülleri çalı eyle, hâr eyle
Ocağında yak aşkın, külünü buhar eyle
Bir tebşir diyetiydi gözlerde kanlı katre
Sular çekilince âh, sır akar kalpten içre
Hâlimi tabir eden bir rüya görebilsem
Yusuf gibi zindanda bir ziyâ görebilsem
İkram görür kapına varan çünkü Hafî’sin
Sen ne güzel vekilsin, hem kuluna kâfisin
Sığ hayaller peşinde kumdan kaleler kurdum
Med cezir dehlizlerde keşmekeş menfez sordum
Menekşeler hüzünlü, bahar ki vurgun şimdi Gündüzün hasretinden geceler yorgun şimdi
Çöle dönen bağımı lûtfunla gülzâr eyle
Kuru yaprağım, lûtfet, yemyeşil çınar eyle
Ey Yüceler Yücesi, aşka nice can feda
Kıtaları hükmeden şehriyâr bile gedâ
Muhabbet rahlesinde her dem sefa bulunur Hikmet sebillerinde derde şifa bulunur
Yol yakınken hakiki tövbeye daldır beni
Çıkar düştüğüm yerden, affınla kaldır beni
Beni bana bırakma, senden gafil eyleme
Binbir kitap okumuş, kara cahil eyleme
Senden başka İlâh yok! Varlık, izzet sendendir Rahman olan Allah’ım, her inayet sendendir
Kabul buyur duamı, çöllerde pınar eyle
Habib’in hürmetine gayrı bahtiyar eyle
Saltuk Buğra Bıçak