Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bende bir tevazu hastalığı varmış bir aydınlanma yaşadım. Ama atalarımızın hakkını vermek lazım ki fazla tevazunun sonu da vasat insandan akıl dinlemeye çıkıyor. Bunun üniversitede ortaya çıktığını düşünüyorum. İnsan belli bir standartın üstünde yetiştirilince ve başka türlüsünü bilmeyince dışlanabiliyor. Özellikle maddi durumu iyi olan kişiler sevilmiyor da. Standart üstü yetiştirildiğini fark etmek de zaman alabiliyor ve bu süreçte de dışlanmamak için önce bazı sözlerinin anlaşılmaması üzerine kelime dağarcığı konusunda mütavazileşiyor, etrafa göre lüks sayılan bir kahve içebilme özgürlüğünden mütevazileşiyor, daha sonra insanlarla alışveriş yaparken seçtikleri konusunda mütevazileşiyor. Daha doğrusu grubun dışında kalmamak için herkesleşiyor. Tamam durumu genellemeyeyim bunlar benim süreçlerim. Ortamı terk edip kendimle yalnız kalmayı da seçebilirdim ama hayatı boyunca kalabalık olmuş bir insan olarak o konuda mütevazileşmeyi henüz öğrenmemiştim. Sonra bu durum sosyal hayatımda şuna dönüştü. -A rum çantan çok güzelmiş. +Ay indirimden aldım -Bu şalın yeni mi +Evet çok ucuza denk geldi. -Bugün çok güzelsin +Yok ya kazayaklarıma baksana -Beyaz tenlisin ne güzel +Beyaz tenli olunca da güneşte hemen çilleniyorum Resmen kendime birşey alabildiğim için başkalarından neredeyse özür dileyecek bir hale gelmişim. Biri iltifat etmiş al kabul et işte basit bir teşekkür etmek çok zormuş benim için. Bırak karşındaki kazayağını, çilini fark etmemişse etmesin illa gözüne sokmayıver. Ya da fark etmişse de seni öyle beğenmesine de izin ver. Ama yok. Ya dışlanırsam? Çünkü… Bizim toplumumuzda maddi, manevi ya da fiziksel olarak bizden iyi durumda olan kişiler kıskanılır kusur bulunur ve aşağı çekilir ama bizden kötü olana da saygı duyulmaz. Yani ya burnun büyüktür ya da eziksindir. Neyse konumuz toplumsal bir analiz hiç değildi. Esas mesele benim kendimi küçülte küçülte görünmez hale getirmem kimsenin dikkatini çekmeden kaybolup gitmemdi. Ama ne oldu biliyor musunuz? Koltukta oturmuş kendi kendime “sensin 30” diye yaşımın yasını tutarken pat diye bir aydınlanma yaşadım. Yazdıklarım kafamda yeni çaktı yani. Psikolojik analizini de şimdi yaptım 😛 aferin bana. Yeni yaşımın ilk gününde kendime not: İnsanlar geride kalır. Psikolojik travmalarını da onlarla aynı zamanda bırak. Hadi bakalım Dante gibi ortasında olmana ömrün 5 kaldı. Yaşlanıyorsun kızım kalan hayatını kendin için yaşa başkalarının düşünceleri için değil. Hadi selametle 😇
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.