görüyorum, duyuyorum, hissediyorum...
yalvarıyorum ardından,
girmeyin o eve...
onlarca harabe görüyorum
kapayınca gözlerimi
düşsel bir toz bulutu
göz çukurlarımı topraksılıyor
girmeyin, girmeyin o evlere...
ölüler görüyorum
uykularında
ve
vedasızca katledilmiş
nasıl tanıdık hepsi, ölüler...
ölülerimizi görüyorum
topraklanmış gözlerimle
büyü değil bu, inan bana
bir falcının kara kehaneti değil...
sense
varsanılarımda kaybolduğumu söylüyorsun
sanrılarımda unutulduğumu tanrılarca
bunu söyleme bana
ve
dokunma deliliğime
yalnızca inan bana...
görüyorum diyorum
yanıbaşımızdalığını duyumsuyorum ölümün,
girmeyelim o evlere
onlar birer cenaze
lütfen,
inanmalısınız bana.