yürü, diren kendine
kirli harmaniyen gene de daha güzel
lekesiz bir acı daha güzel kendine
kentin uçurumlarından sıçra
buz tutmuş gönülleri
bloklarda dar içleri
minibüslerde sıkışmış
duraklarda manavlarda dar içleri
sıçra gönlüm dar içleri gibi beyinleri
sıraya giren ömürleri
ilkokul çocukları bile değil hiç biri
yürü, suyu bol akıtan ırmakların yolunca
yarılan incirlerden ye
geniş yapraklı gövdesinin altında
düşün
bedenin zorlayışı olsun bu
neden aynı yoldan yürürüm her gün
köyüne benzettiğin kentinde
nedir beni alıkoyan ben olmaktan
bir uyruk sayılıp uyruklaşan
ülkesinde ve dünyada
kendini yapamayan, düzenini kuramayan bir adam
yürü, tan ağartısı gibi gönlün
çocuk sevinci dal yeşili
deniz mavisi belli ayakların kıyılmış
atın yorgun düşmüş ey göçeri
beşbalıktan denize vurmuş
şaşkın bastırılmış dalgın
suya daldırdığın sensin
kan içinde bir deniz
uyan, muştu sana, yaraların açılmış.
Sayfa 78 - Ayyıldız Matbaası - Ankara - 1978, BANA DEĞEN DÜNYA