İnsan, aldatıcı dış görünüme güvenince düzeneğin sırrını çözemiyordu. Olanları düşüncelerinde birleştirirse, kendi bakış açısının tekrar tekrar dışına çıkarsa gerçekte olan bitenleri ancak o zaman anlayabilirdi. İnsan gözlerini dört acmazsa duygu, gözlerini ve tüm düşünce sistemini rastgele birbirine yapıştıran zamk oluyordu. Şu lanet olası yirminci yüzyılda asıl maharet, kişinin kendi duygusunu kendinden ayırıp mikroskop altına koymasından ibaretti. Onca karmaşadan sonra.