Başıma geleni çok takmıyordum doğrusu. Şimdi olsa yıkım gibi yaşanacak şeyler, nedense o zamanlar çok sıradan kabul edilirdi. Ne güzelmiş meğer o günler. Neyse. Benim aklımda hala arkadaşım. Belli ki o da yan hücrelerin birinde. "Ne yapıyor? lyi mi? İşkence yapmışlar mıdır? Morali nasıl?" Onları düşünüyorum. Beşinci gündü galiba. O gün yemeğin yanında pelte gibi bir tel kadayıf verdiler. Tel kadayıf. inanılmaz bir şey. Bizim arkadaşın en sevdiği tatlı. Biliyorum, hastasıdır tel kadayıfın. Benim için o an bitti sanki siyasi şube, 12 Eylül, faşizm vs. Değil mi ki arkadaşım şu anda tel kadayıf yiyor, gerisi boş. Her şey güzel artık.
Birbirimizin hayatlarının içindeyiz. Bundan hiç haberdar olmasak da...