" Politika geliştirenlerin kırsaldakinden ziyade kentteki açlığı bir dert olarak görmesinin hayati bir önemi vardır. Dünyadaki açlık sorununun yoğunlaştığı kırsal kesimlerdeki insanlar için gıda ve istihdam çok küçük bir endişe kaynağıdır.
Açlık ancak yoksullar kentlere gelip de açlığı kızgınlığa ve buna bağlı olarak başkaldırı ihtimaline ve 'ucuz doğa' düzenine meydan okumaya çevirdiğinde siyaseten önem kazandı. Yeşil Devrim olarak bilinen şeyin kökenini burada -burjuvazinin ucuz doğa düzeniyle ilişkilenmesinde ve bu düzenin işçilerin uyumuna ihtiyaç duymasında- buluruz."