Gönderi

Korsanlar, bir çocuğun kafasını uçurur ve vücudunun yan kesimlerini boylu boyunca keserler... Peki, bunca şiddetin açıklaması ne olabilir? Hem de bu denli uzak topraklarda. Dönemin tanıklarının özellikle mühtedilere atfettikleri şiddet sevdasının da bir uzantısı mıdır bu? Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşın her şeyi mubah kıldığı gerekçesiyle uyguladığı şiddetin bir açıklaması vardır elbette. Her savaşta olduğu gibi savaşın gereğinden ziyade, bu Osmanlı'nın ilerlediği topraklarda uyguladığı korku siyasetinin bir parçasıdır. Moğolların artlarında bıraktıkları kafatası tepeleri gibi Osmanlı'nın da benzer görsel şiddet örneklerini "ibret-i âlem" babında ardında bırakması da bunu çağrıştırır. Korkunun ordudan önce fethedilecek bölgeye ulaşması pek çok kalenin vira yoluyla, yani anahtar teslimiyle ele geçirilmesi demektir. Bu da cephane, levazım ve daha pek çok savaş gerecinin boşa harcanmaması anlamına gelir. Ama burada, merkezden ve hatta periferiden dahi böylesine uzak bir toprakta, bu şiddet ne şekilde açıklanabilir? Anlatının içerdiği abartıyı da hesaba katmak gerekir elbette.
Sayfa 253Kitabı okudu
·
178 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.