Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

365 syf.
·
Puan vermedi
ÇARESİZLİĞİN ROMANI
Bu eseri yazıldığı dönem ele alınarak inceleyecek olursak ilk olarak gözümüze romanın realizm akımının yoğun bir şekilde etkisi içinde olduğu çarpar.Çünkü aynı realizm akımında felsefe olarak benimsendiği gibi olağanüstü olaylara yer verilmemiş, yalnızca gerçeğe ve gerçek olabilecek unsurlara bağlı kalmıştır. Aynı zamanda yer alan kişileri çevresi, duyguları ve düşünce tarzı ile en ince ayrıntısına kadar betimleyen bir anlatım kullanılmış. Kitabı okurken yazar Necip'in ve Suat'ın yaşadıkları yasak aşkta birbirlerine karşı besledikleri hisler ve çektikleri acılar, bunları betimlerken kullanıldığı ağır ve süslü dil ile beraber okuyucuyu kitabın içine çekmekten başka çare bırakmıyor.Bi bakıyorsunuz aşka inancını yitiren Necip olmuş sevgiye yeniden inanma umuduyla Suat aşkıyla yanıp tutuşuyorsunuz, Bi bakıyorsunuz Suat olup Süreyya ile Mutsuz bir evlilik yaşarken, Neciple yaşadığı, birbirlerine aşklarını haykırmak için kelimelere ihtiyaç duymayıp sadece bakışların iletişim kurduğu bu yasak aşka kendinizi her geçen gün daha da kaptırırken boynunuzda taşıdığınız günahların vebaliyle her gün vicdan azabı içinde ölürken, yeniden aşık olma sevinci ile yaşama bağlanabiliyorsunuz. Bütün bunlar olurken kendinizi okuyucu olarak Süreyya yerine koyup aldatılmayı iliklerinize kadar hissediyorsunuz.Bu ise kitabın gerçekten başarılı bir betimlemeyle yazıldığını, kullanılan süslü dilin ve yapılan psikolojik tahlillerin eser üzerindeki etkisini destekler yönde. Biraz önce okuduğunuz satırlarda da görüldüğü üzere üçlü aşk ilişkisi ihanet ve hakikat çatışmaları servet-i fünun dönemi eserlerinde görüldüğü üzere bu romanın da işlediği bir konudur. Biraz daha inceleyecek olursak eserde geniş bir kişi kadrosunun olmadığını görürüz. Necip, Süreyya, Suat ana karakterlerdir. Hacer, Fatin, Bey ve Hanımefendi ise yan karakterler olmak üzere az ve öz bir kadro gözlemleyebiliriz. Son olarak, yine servet-i fünun dönemi eserlerine ait bir özellik olarak roman kötü sonla bitmiştir. Necip ile Suat aşklarının devam ettirilemez vaziyette olduğunu kavrayıp ilişkilerini sonlandırma kararı aldıktan sonra hayatlarının geri kalan kısmını birbirlerine o kadar ait, fakat bambaşka dünyalarda nasıl blr ızdırapla geçirecekleri düşüncesiyle defalarca ölürken birden yaşadıkları evde başlayan yangın onları şoka uğratır. Bu ateş yüreklerindeki yangının temsili miydi? Suat ateşlerin arasındayken canı pahasına sevdiği kadını kurtarmak uğruna bir saniye bile düşünmeden ateşlerin içine atlayan Necip ile sonlanan cümleler aslında bütün kitap boyunca yasakların içinde boğulan Bu sevgililerin aşklarının somut bir özetini simgelerken Hakikat çatışmasını sonuna kadar gözlemleme imkanı bulabiliriz. İşte Mehmet Rauf böyle can alıcı bir yerde bitirmiş eserini.
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201739,7bin okunma
58 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.