Sanki çark dönmüyordu, dişliler birbirine değip akmıyordu, akrep ve yelkovan birbirini takip etmiyordu, zaman ilerlemiyordu, hayat akmıyordu. Sanki hayat yolumdaki taşlar hep pürüzlüydü, her şey ben ilerlerken canımı
yakmak üzerine kurgulanmıştı, üzerinden geçtiğim yollar beni yaralıyordu, bana giden yollar hep kapalıydı. Hayatım bana bunu neden yapıyordu?
Sanki bu dünyaya incitilmek için gelmiştim yok sayılmak için, görmezden gelinmek için gelmiştim. Israrla ve inatla gülüyordum. Israrla ve inatla ayakta kalıyordum. Hayat
beni görmezden geldikçe ben ısrarla ve inatla onun önüne atlıyordum...