Gönderi

Önümde bir sayfa vardı. Ben o sayfada hayatın bana neler getirebileceğini görebiliyordum. Ailem ise önümdeki o sayfayı bomboş görüyordu. Dans etmeyi seviyordum. Geceleri yatağıma girdiğimde kafamdaki her üzüntüyü silip kendimi bir dans sahnesinde hayal ediyordum. Bu benim tutkumdu, bu benim hayalimdi, bu benim hedefimdi. Bazılarımız kırık çocuklar olarak büyütüldük, bir yanımız hep kırıldı. İçimizde bir yer hep hoyratça yere fırlatıldı, üstüne çıkılıp ezildi ve paramparça oldu. Bizim içimizi kırdılar, içimizi paramparça ettiler Tuzla buz ettiler bizi. Bir ylbaşı gecesi oturup hayallerimi yazdığım bir kağıt vardı. Dans etmek istediğimi, kendimi tüm dünyaya göstermek istediğimi, alkışlanmak istediğimi yazmıştım. O kağıdı ertesi gün çöp kutusunda buldum ve buna ağlamam gerekirken güldüm. Yırtılıp çöp kutusuna atılan benim hayallerim değildi, o sadece bir kağıttı. Hayallerim benim içimdeydi. Ondan sonra hayallerimi yazmayı bıraktım. Ondan sonra sadece duygularımı ve hislerimi yazmaya başladm. Geleceği kağıda dökmenin, hayallerimi kafamdan çıkarmamın bir önemi kalmadı. Ben sadece kimsem, neysem, ne hissediyor ne düşünüyorsam onu yazdım.
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.