"Buradan çıkma düşüncesi de pek iç açıcı sayılmaz." diye mırıldandım kendi kendime Nisan'a yardım ederken. Nisan peynir keserken ben domates kesmeye başlamıştım
"Aynen öyle.'' diye mırıldandı Nisan halsizce.
"Sen neden böyle dedin?" diye sordum, "İyi bir ailen var diye biliyordum."
"Kendimi kandırıyormuşum. Burada düşünecek çok vaktim oldu. Tüm çocukluğum gözlerimin önünden geçti. Babam beni bebekliğimden itibaren hep oyuncu seçmelerine götürüp dururdu. Bir oyuncak bebek gibi seçmelerde gezer
dururdum. Genelde bunu istemezdim. Seçmelerde hep ağlardım, babam bir dizi seçmelerinde ağlayıp replikleri söyleyemedim diye beni cezalandırmak amacıyla odama
kapatmıştı. Sekiz yaşındaydım... Bebek oyuncu, çocuk oyuncu, genç oyuncu derken geldiğim nokta burası işte. Babamın benden tek beklentisi buydu, ünlü bir çocuk sahibi
olmak. Ona 'Çekimler montajlandıktan sonra yayınlanacak,' dedilerse beni aramıyordur bile. Yeter ki kızı televizyona çıksın..."
Nisan'ın anlattıkları beni şoka sokmuştu. Halbuki Nisan hiç de sevilmeden büyümüş gibi görünmüyordu. Dışarıya yansıttığı gülümseme onun kendisi için yarattığı bir
koruma kalkanıydı sanki.