Gönderi

Memlekette sadece edebiyat isteyenlere göre edebiyat beynelmilel bir estetik çerçeve içinde kabul edilen bir mefhumdur ve bu telâkki edebiyatta memleket arayanların isteklerine asla mani olmaz. Öyle bir asırdayız ki milli ve beynelmilel temayüller aynı nisbette inkişaf ediyorlar ve aralarındaki antagenizme rağmen birbirlerini bozmağa değil, tamamlamağa doğru gidiyorlar. Milletlerin milli ayrılıkları nisbetinde birbirlerine karşı artan alâkaları ve tecessüsleri, her memlekette tercümenin sahasını ve ehemmiyetini çoğalttı. Bugün bizim yazılarımızda isimlerinin sık sık geçmesinden şikâyet edilen ecnebî müellifleri, hemen her memlekette zikredilen beynelmilel kadroya girmiş imzalardır. Hatta bir Marcel Proust, bizde, sadece makale arası ismi geçen muharrir olduğu halde, en nasyonalist memleketlerde, meselâ Almanya ve İtalya'da ona dair kitaplar neşrediliyor. Proust için böyle olduğu gibi Valery ve daha pek çokları için de başka türlü değildir. Beynelmilel alâka ve münasebetlerin millî temayüllerle çaprazlaşarak arttığı bir devirde bizim dünya fikriyatıyla temasımızı kesmemize veya azaltmamıza neden lüzum olsun?
·
150 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.