Gönderi

kafasından okuyordum çevresindeki dünyayı, giysilerini, çarşaflarını, mobilyalarını; başka görünmesine uygun silahlar veriyorum eline. neyi nasıl görmek isterse ben de öyle görüyordum her şeyi. sıkıntılı, keyifsiz anlarında, iyi kötü demeden uyuyordum acayip ve karmaşık davranışlarına. dünyasına hiç mi hiç girmediğimden de emindim. uyuyup kalınca sevgili bedeni; nice geceler, saatlerce baş ucunda uyanık, neden böylesine gerçeklerden kaçmak istediğini düşünüp dururdum. nasıl bir istektir bu kimsede görülmemiş. toplum için gerçek bir tehlike olduğunu biliyor, ama onun hesabına endişe de duymuyordum. yaşamı değiştirecek gizleri mi var acaba? hayır aradığı da bu diye yanıtlardım kendimi.
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.