Kendime hayret ediyorum, kendimden memnunum,
aynı zamanda kendimi anlamıyorum, kendimi bazen çok düşünüyorum. Bazen dertliyim, bazen çok mutlu. Arıyorum varoluştaki tüm ipuçlarını, kazıyorum. Kazdığıma düşüyorum. Sağlam temelleri bulamıyorum. Bulmuş gibi oluyorum, tekrardan parlamalar dünyasına kanıyorum.
Yargılarım bitmiş ama canlı gibi. Çözdüğüm, emin olduğum bir şey yok. Çıldırıyorum, ayılıyorum, düzeliyorum.
Yıpranıyorum... Her şeyin üstümde sürdüğünü biliyorum, her şeyin bensiz geçip gittiğini biliyorum. İnandığım çok
şey varmış ama anlama çizgim kaybolmuş gibi. Dünya çok
acımasız, yine de her şey Tann’nın bir lütfü gibi... Her şey
ikili gibi, kalbim ve beynim. Korkum ve inancım... Kendime, düş kırıklıklarıma iki defa inanıyorum... Kendim ve
kendim olmayan için. Anlam ve anlamsızlıklara iki defa
zaman ayırıyorum... Bilmek ve bilmemek için... Sanki sökülüp dökülen bir parçayım, hiç yerine oturmayacak.