Gönderi

Öyle guzel izahlar veriyorsun ki...
Her şeyin aslına rucû etme temâyülü fıtrî olduğundan beden, topraktan hâsıl olan nîmetlere mütemâyildir. Bu temâyül, nihâyet onun toprağa girmesiyle sükûnet bulur. Rûh ilâhî nefhadan vücûda geldiğinden onun meyli de ulvîliklerdir. Hayat da, her insanda rûh ve beden arasında ebedî bir cidâle sahnedir. Rûhun asliyetinden doğan temâyüllerle bedenin asliyetinden doğan temâyüller arasındaki mücadelenin neticesi, bir insanın esfel-i sâfilîn (aşağıların en aşağısı) ile ahsen-i takvîm (yücelerin en yücesi) arasındaki istikrar noktasını sağlar.
··
860 görüntüleme
Kâmile okurunun profil resmi
"İnsanın rûhu, her ne kadar fiilleri bakımından bedene yakınsa da yapısı itibariyle ondan çok ayrı bir mâhiyettedir. Bir hâl üzre bâkîdir, değişmez. Beden ise, yaratıldığı andan top- rak oluncaya kadar sayısız hâlden hâle inkılâb eder. Bunun sebebi, rûhun yüksek bir makamdan gelmesi, bedenin de fâ- nî bir âlemden teşekkül etmesidir. Yûnus ne güzel söyler: "Ölür ise ten ölür, canlar ölesi değil..."
Hemdem okurunun profil resmi
Dimi.Alıp götürüyor.iki üç kez okutuyor,okudukça da anlamın güzelleşmesi zevki var birde.
Kâmile okurunun profil resmi
Kesinlikle öyle... saatlerce anlatmak istesem bu kelimleri böyle zarif bir araya getirip anlatamam yada bı başkası günlerce anlatmak istese böyle tatmin edici anlatıp gönlümün lisanina dokunamaz. Rabbim ondan ebeden razı olsun ömrünü bereketli eylesin bizleri de mustefid eylesin 🌼
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.