"İki ırmak onlar. İkisinin de birleşip büyük bir ırmağa dönüşmeden önce ayrı ayrı akıp geldikleri kumullu yataklar, mecralar, kimyalar var. Benim var olmam için birbirine doğru akmış bu iki ırmağın birleştiği yerde milyonlarca ihtimal arasında mümkünlerden bir mümkünüm sadece ben. Öyleyse mümkünümün yola çıkış anını, ırmakların kaynağını bulmam gerek." Biri Trabzon'da diğeri Tebriz'de doğup birbirlerine doğru akan iki hayatın, hikayenin anlatıcısının dedesi Setterhan ve anneannesi Zehra'nın, yani iki farklı ırmağın gelip birbirlerini bulma hikayesi. İki başrol arasında onların hayatlarına dahil olmuş, birbirlerine ulaşmasına vesile olmuş birçok karakterin hikayesi. Tüm bu olayların ve kavuşmanın sonucunda dünyaya gelen yazarımızın(anlatıcı karakterin) bu iki ırmağın başlangıcına ulaşma isteğiyle çıktığı yolculuğun da hikayesi ayrıca. Bu yolculuğun rotasında Trabzon, Bakü, Tebriz, Taht-ı Süleyman, Isfahan, Şiraz, Yezd, Batum, Tiflis, İstanbul'a uzanan bir mekanlar şöleni. Geçmiş ve bugüne dönüşlerle anlatılan; geçmişte de Balkan Savaşı'ndan başlayıp 1. Dünya Savaşı'na uzanan bir zaman dilimi. Farklı inançların, farklı kültürlerin, dört farklı aşkın, iki büyük savaşın, muhacirliğin, techirin, mücadelenin, insanlığın zalimliğinin ve masumiyetinin ama en çok da aşkın öyküsü. Birçok olayın, birçok mekanın ve birçok karakterin aynı potada, üstüne fantastik bir anlatım katılarak çok da gerçekçi bir şekilde harmanlandığı ve incelikle işlendiği harikulade bir eser diye özetleyebilirim. Uzun zamandır bu kadar hayranlıkla okuduğum, içinde kaybolduğum, sonlara yaklaştıkça bitmesini istemediğim ve bu yüzden daha daha sindirerek okuyup, bittiği için burukluk hissederken okuduğum harika eserin dimağımda bıraktığı hazdan dolayı da aşırı mutlu hissettiğim bir eser olmamıştı diyebilirim. Nazar Bekiroğlu'nun kalemine, diline, bilgisine hayran kaldığımı ve okuduğum bu ilk eseriyle bile en sevdiğim yazarlar listesinde en başlardan yerini aldığını da itiraf ederek, şiddetle ve aşırı gönül rahatlığıyla önerdiğimi de ilave ederek yorumuma nokta koyuyorum. "Merak, zamanı gelmiş bir katmer gibi açılıyor içimde. Haydi, öyleyse zaman geldi. Bir tacir ve bir muhacirin mümkün kıldığı varlığıma şimdi seyyahlık yaraşır. Yol zamanı." Keyifli okumalar...

Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127,2bin okunma

·

515 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Defne