Gönderi

Yerküre dediğimiz bu geçici ikametgâhı derin bir hüzne kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz? Temiz bir inancın pek güzel cevap verdiği bu soruya akıl ve fen cevap vermiyordu. Bir kere daha doğaya baktım. Bu defaki bakışımın önünde güzellikler kayboldu. Işık söndü, her tarafı karanlık kapladı. Sanki gerçek, olanca dehşetiyle gözlerime göründü: İnsan gözünü okşayan çimenlerdeki yeşillikler, latif çiçeklerdeki güzellikler; sadece ışık oyunu! Mini mini kuşların cıvıltısı; hava titreşimi! Âlemleri kaplayan bu ışık; esîr dalgalanması! Kısacası hepsi bir zorunluluğa, bir emre, bir kanuna esir! Güya karşımda Buda Gotama Sakyamuni belirdi. Hazin tebessümü, sararmış çehresiyle "Hiç! Hiç! Hiç!" diyordu.
Sayfa 7
··
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.