Merhaba bugün sizlere kalemini çok sevdiğim #stefanzweig in #birçöküşünöyküsü kitabıyla geldim. Fransada XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına öyküsünün anlatıldığı bir hikayeyi anlatıyor. Madame de Prie sarayda sözü geçen bir kadındır. Kralın gözünden düşer ve Normandiya’ ya sürülür. Kendisi bunu gururuna yediremez ve insanlara tatile çıktığını söyler. Aynı zamanda saraya tekrar geri dönebilmek için planlar yapar fakat hiçbiri tutmaz.Kırsaldaki şatosunda bir süre vakit geçirir ama saraydaki eğlenceli bir o kadar da yapmacık entrikalarla dolu günlerini kısa sürede özlemeye başlar. Burada kendine konumunu da kullanarak papazın yeğeni ile kısa bir gönül macerası yaşar ama hiçbiri onun bu sürgün hayatını mutlu etmez.bir süre kendini malikanesine kapatır yine olmaz bir türlü huzur bulamaz Saraydaki eski dostlarına mektuplar gönderip davetler düzenleyerek eski şaşalı hayatını devam ettirmek isteyen Madame de Prie davetlerinde işe yaramadığı görür yoğun bir depresyona girer.Artık yaşamanın anlamsız olduğuna karar verir madem bu dünyadan gitmeye karar vermişti gidişinde geçmişteki şanına yakışır olmalıydı. #alıntılar Çünkü insanlık tarihi davetsiz misafirleri sevmezdi; kahramanlarını kendi seçer, ne kadar usandırıcı bir çabaya girerse girsinler hakkı olmayanları acımasızca geri çevirirdi. Tek bir insanın diğeri için neler ifade edeceğini hiç bilmemişti, çünkü hiç yalnız kalmamıştı Ne yapacağını bulamıyordu; içinde her şey susmuş, yüreğinin anlamlı müziği, anahtarı kaybolmuş müzikli saat gibi ölmüştü. Uykulu dudaklarındaki gülümsemesi kaybolmaz, her zaman ağzının kenarında dururdu, kafesinin içinde bir kuş gibi dudaklarında salınırdı. Yani her şey, gençliği bile geçip gitmiş miydi? Acaba Madam de Prie yaşarken efsane olmamış bu dünyadan giderken olabilecek miydi ?

Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,1bin okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Feride Kurt