Özellikle okumak ve düşünmek üzerine çoğumuzun aklındaki sorulara yanıt vermiş 
Arthur Schopenhauer
Kitap 4 bölümden oluşuyor, kitaptaki temel düşünceleri özetleyelim:
1.İnsan Mutluluğunun İki Temel Düşmanı: Istırap ve Can Sıkıntısı
Schopenhauer bazı kitaplarında bu iki düşmana değinir. Özellikle can sıkıntısına.
“ihtiyaç içerisinde bulunmak ve yoksunluk ıstırap üretir; buna karşılık eğer bir insan sahip olması gerekenden daha fazlasına malikse bu sefer de yakasını can sıkıntısına kaptırır.” s.35
diyerek ıstırap ve can sıkıntısının kökenini açıklıyor. Fakat dünya sefalet içindedir, insan ıstıraptan kurtulabilirse köşe başında can sıkıntısı bekler onu diyor. O halde en mutlu insan, kendine yeten, mutluluğu dışsal kaynaklarda değil, kendi içinde bulan insandır. Eğer bir insan dikkatini bilim, sanat, tarih araştırmalarına verirse tatmini dışsal kaynaklardan ziyade kendi içinde bulabilir. Kendine yeten kişiye dışsal kaynaklardan gelecek hazlar yavan gelmeye başlayınca da bu kişi başka insanlara yabancılaşacaktır.
2.Okumak ve Kitaplar Üzerine
-Üzerine düşünmeksizin aralıksız okumak insanı ahmaklaştırır çünkü aralıksız okumak, derin düşünmeye zaman bırakmaz bu nedenle okunanlar kök salmaz, okunanların büyük bölümü de unutulur.
#238946701
-Kibar çevrelerde sohbet malzemesi olsun diye okunan edebiyat ve sanat dergilerindeki yüzeysel bilgi kırıntıları ile değil, gerçek okuma yaparak bilgi edinmekten bahsediyor. Herkes çağların büyük kafalarının eserlerini sadece isimleriyle biliyor diyor.
Günümüzde yaygın okunan edebiyat dergileri de bu durumun örneği. Çok güzel içerikler hazırlayan dergiler var ancak bu dergiler sayesinde herkes -sözde- edebiyat, felsefe ve sanat uzmanı :)
-Salgın halinde okunan kitaplardan uzak durun çünkü ahmaklar için yazanlar her zaman geniş bir dinleyici kitlesi bulur diyor. Aklımdan buna uygun o kadar çok kitap ismi geçiyor ki.. :)
Tüm çağların büyük kafalarının eserlerini okuyun, iyi olanı okumak için kötü olanla vakit kaybetmeyin, hayat kısa, zaman ve dinçlik sınırlı diyor. s.66
-Kötüyü hiç okumamak ve iyi bir eseri de iki defa okumak gerekir. Çünkü farklı bir ruh hali ve zihinle okuyunca yeni bir bakış oluşur.
#238947704
3.Yazarlık ve Üslup Üzerine
-Yazarları ‘yazmak için yazanlar’ ve ‘para için yazanlar’ olarak ikiye ayırıyor. Sırf sayfayı doldurmak için yazıldığını görürseniz, o kitabı fırlatıp atın.
Bir kitabı beğenmesek de yarım bırakmama isteği var çoğumuzda ancak Schopenhauer’un bu söylediği, bir kitabı okumaya devam etmemek için kriter olabilir.
-Üslup, ‘zihnin fizyonomisidir’ gibi harika bir cümle kuruyor ve üslup, kişiliğe dair beden fizyonomisinden bile daha çok ipucu sunar diyor.
Çok iyi bir tespit bu. Sadece yazarların yazınlarında değil, günlük sıradan diyaloglar içinde bile üslup bize kişinin zihnini gösterebilir.
-Kimsenin anlayamayacağı şekilde yazmak en kolayı, derin bir meseleyi ise herkesin anlayacağı şekilde yazmak en zorudur. Söylenecek değerli bir şeyi olan kişi, çetrefilli, anlaşılması güç bir anlatım kullanmamalı. Tabi bu kitabında da -yine yine ve yine- başta Hegel olmak üzere birkaç kişiyi eleştirip duruyor. Bu Hegel düşmanlığı neden? :)
-Mecaz ve istiare kullanmanın deha alameti olduğunu söylüyor ve zaten kendi de bu kitabında ve diğer kitaplarında bol bol ve çok hoş benzetmeler kullanıyor.
4.Düşünmek Üzerine
-İnsanın kendi düşüncelerini oluşturması önemlidir. Tüm bilgeliği kitaplardan edinmek ve o bilgileri otorite kabul etmek doğru değildir, bu kendi kendine düşünmeyi köreltir. Bu nedenle aralıksız kitap okumak, düşünmek istemeyen insan için en güvenli yoldur. s.130
Okumak uğruna gerçek dünya ile bağı koparmamak gerekir.
-Güzel bir eleştirisi daha var Schopenhauer’un;
Tartışmalı meselelerde çözüm için, kendi düşüncelerindense, o meselede yetkin kişilerin isimlerini sürekli zikreden, sık sık bu otoriteleri silah olarak kullanan kişilerden bahsediyor. Bu tarz kişileri düşünme ve değerlendirme yeteneğinden yoksun kabul ediyor. Bu konu epistemolojik inanç düzeylerini anımsattı bana. Schopenhauer’un bu eleştirisi, epistemolojik inançlar açısından ‘bilginin kaynağını otoriteler olarak görenlerin’ düşük(naive) düzeyde ele alınması durumu ile tutarlı.
·
162 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.