E.

Diotima:
“Bilgisizlik neden kötüdür? Cahil kişi güzellikten, iyilikten, akıldan yoksunken, hepsini kendisinde toplamış sanır da ondan. Yoksun olduğunu bilmeyen kimse ne diye kendinde olmayanın peşine düşsün?”
Reklam
Agathon:
“Sevgi her yaratmanın yaratıcısıdır, çünkü hiç kimse kendinde olmayanı, kendi bilmediğini başkasına ne verebilir ne de öğretebilir.”
Aristophanes:
“Sevgi dediğimiz şey yaradılışımızdaki bütünlüğü arzulamak, aramaktır. (…) Bizim soyumuz için mutluluğa ermenin çaresi, sevgiyi sonuca iletmek, bizi bütünleyen sevgiliyi bularak ilk yaradılışımıza dönmektir.”

Reader Follow Recommendations

See All
76 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
kırılganlığın fenomenolojisi
“Suçluluk hissinin ve hastalığın, kaygının ve yiyip yutan hüznün, paramparça olmuş bekleyişlerin, düşüncenin kanatlanmasına izin vermeyen duygulanımların, otistik bir tecrit durumuna dek varan yalnızlığın…” bunların ne kadarı, hangi dozda tanıdık size?
Eugenio Borgna
Eugenio Borgna
bir psikiyatrist olarak kırılganlığın fenomenolojisini çiziyor, bunu yaparken
Şu Bizim Kırılganlığımız
Şu Bizim KırılganlığımızEugenio Borgna · Yapı Kredi Yayınları · 2018662 okunma
‘ancak gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerin görebileceği…’
Bir tebessümden daha kırılgan hiçbir şey yoktur ve içinde, zaman zaman, kalpten ara ara geçen acı, özlem, yitirilmiş ve asla unutulmamış vatan, Noel’de düşen kar ve sevdiğimiz bir kitaba yansıyan ay ışığı gizlidir ve bu karaltılı ve alacalı metaforlardan kırılganlığa dair son bir imge: Ancak gözyaşlarıyla ıslanmış gözlerin görebileceği bir imge yeniden filizlenir.
Reklam
Umut, hayatın görünürdeki kesinliklerine ve sıradanlıklarına sürekli bir meydan okumadır ve kırılganlığın dile gelmez izleri umudun özsuyudur.
İyimserlikle asla karıştırılmaması gereken umut, bizleri başkalarının acısını kendi olası acımız gibi, kendi olası kırılganlığımız gibi yaşamaya, onların kaygılarına ve istemli ölüme dair duydukları çekimi paylaşmaya sevk eder.
Elbette ki, acı geçer ama acı çekmiş olmak geçmez; kırıl­ganlık da öyle bir insani deneyimdir ki, bir kere filizlendi mi hayat boyu sönmez ve yapılan her şeyde, söylenen her sözde inceliğin, kabullenişin, anlayışın ve dinlemenin, dile getirilende gizli saklı olan dile getirilemeze dair duyulan sezginin mührünü bırakır.
Kendi kırılganlıklarımızı ancak içselliğimizin yollarını katederek fark ederiz; bu yolları izlemek zahmetlidir çünkü bizleri kendi duygulanım ve duyarlılıklarımızla, kaygı ve belirgin umutlarımızla yüz yüze getirir ve bunlardan kaçmak, bunları görmezden gelmek ya da reddetmek, sanki içimizde yoklarmışçasına yaşamak daha rahattır. (…) bilinmeyen ya da reddedilen kırılganlıklar, taşa döner ve onlardan kurtulmak her zaman mümkün olmaz.
“Her zaman gülümsemek. (…) Bir bilseler… sevincim, içimdeki boşluğu ve sefaleti örten bir pelerin adeta. (…) Tanrım, böylesi küçük birisine, neler yapıyorsun?” — Kalkütalı Teresa
Reklam
duyarlı antenler
(…) kırılganlık ve acı, dile getirilemez ve gözle görülemez olanın: Tanrı’nın nüfuz edilemez imgesi olan sonsuzluğun izlerini yakalamaya sevk eden çok duyarlı antenlerdir.
805 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.