Bu şekilde yetişen bir gencin ruhunda derin bir boşluk vardır sallana bir sal gibidir bir o tarafa bir bu tarafa bir şey arar ama ne aradığını anlayamaz. Sürekli sorgular içerisinde ama cevap alamaz, bir şeyler ister ama ne istediğini anlamaz, bir ortama girdiği zaman veya bir grup arkadaşla tanıştığı zaman, o kişinin davranışına, görünümüne özenti duyar o kişi gibi davranmaya çalışır, eğer o kişi tehlikeli işe artık o gencin düşüncelerini kendi bilinçaltına yerleştirir. Hep bunlar özenti duymakla olur. Bunun sebebi de kendi benliğini bulamamasıdır veya kendi karakterinin oturmamasindan kaynaklanır.
İşte bu karaktere sahip olan gençlerin içinde sürekli bir boşluk vardır. Bu boşluk da ancak maneviyata kapanır. Bunu açacak olursak; Allah (c.c.) insanı yarattığı zaman ona bir tapma duygusu vermiştir. Bu tapma duygusu iman duygusudur yani inanç duygusudur, bu inanç duygusunu yani iman duygusunu yaşamamış yâda bir takım vesilelerle bulamamış gençler yukarda ki saydığımız olumsuz etkenleri yaşar. Oysa imanda ki sevgi ortaya çıktığı zaman o sevgi o gencin içindeki boşluğunu öyle doldurur ki genç insanlığa adeta kendini uyanmış gibi hisseder o iman sevgisi ise o gencin yoğurur. Yoğurdukça o genç benliğini bulmaya başlar. Bu imanda da samimi olmaya başlarsa kolay kolay kimseye özenti duymaz kimsenin o tehlikeli düşünce yapısına girmez, tam bir manasıyla kendisi olur. Artık, şu şunu yapıyormuş bende yapayım demez şu bunu şöyle istemiş bende öyle o yolda hareket edeyim demez. O imanda ki sevgi onu yönlendirir onu sallanmaktan kurtarır onu sabitlemeye başlar ve git gide cevresindekilere ışık saçmaya başlar.
Eğer bu imanda ki sevgiyi bulamazsa üzerindeki kişilik ve benlik sorunları bu şekilde devam ederse etraftan birçok zararlı heva ve heves girmeye başlar. Nefis ve şeytanda bu yerde hiçbir zaman boş durmaz, onu uçuruma sürükleyecek çok etken bulur ve kullanır.