Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gençlik ve İman
Gençlik, ağacın dalında duran bir yaprak gibidir bir gün o yaprağın dalından kopup ta bir nehre düştüğünü düşünürsek nehir onun üzerine suyunu bırakır ve yaprak nehre yapışarak yol almaya başlar. Nehir onu nereye götürürse yaprak o tarafa gider işte o yaprağın oradan kurtulması zordur. İşte gençlik de o yaprağa benzer nehir onu sürükleyip durur, ta ki sonu belli olmayan bir yere... Ama o farkında bile değildir. Genç bir insan da kişilik sorunları olabilir. O kişilik sorunu bir genç insanın kendi benliğini bulamamasıdır. O'nu kişiliğini bulması konusunda ebeveynler iyi bir rehber olmalıdır. O rehberlik ise çocuğa verilmiş olan ahlak ve terbiyenin iyi bir şekilde işlenmesidir. Çocuğum kendi yeteneklerini kullanması yönünde iyi bir rehberlik yapılmalıdır yâda o yeteneklerin var olduğunu hissetirilmesi gerekir. Eğer, bu iyi bir şekilde yapılırsa o çocuğun kendine güveni de artar ve gençliğinde ki kişilik sorunlarını kolay bir şekilde atlatılır. Fakat günümüze bakarsak evebeynlerin çocuklarına kendi malıymış gibi davranması ya da cahil bir şekilde çocuklarını yetiştirmesi toplumun yapı taşı olan gençlerin davranış bozukluğunu ortaya çıkarması gibi olaylarda bire bir etken oluyorlar. Çocuğuna malıymış gibi davranan bir aileye bakılırsa, aile hiçbir zaman o gencin sözlerini yâda davranışlarını dikkate almaz her zaman kendi istek ve doğrultuları yönünde o genci yönlendirmeye çalışırlar. Onun sözlerini ya da fikirlerini hiçe sayarak o genci rencide ederler, bu da genç üzerinde psikoloji bozukluklara sebep olur ve toplumsal sorunlar yavaş yavaş ortaya çıkar.
·
124 görüntüleme
Kübra Deniz okurunun profil resmi
Bu şekilde yetişen bir gencin ruhunda derin bir boşluk vardır sallana bir sal gibidir bir o tarafa bir bu tarafa bir şey arar ama ne aradığını anlayamaz. Sürekli sorgular içerisinde ama cevap alamaz, bir şeyler ister ama ne istediğini anlamaz, bir ortama girdiği zaman veya bir grup arkadaşla tanıştığı zaman, o kişinin davranışına, görünümüne özenti duyar o kişi gibi davranmaya çalışır, eğer o kişi tehlikeli işe artık o gencin düşüncelerini kendi bilinçaltına yerleştirir. Hep bunlar özenti duymakla olur. Bunun sebebi de kendi benliğini bulamamasıdır veya kendi karakterinin oturmamasindan kaynaklanır. İşte bu karaktere sahip olan gençlerin içinde sürekli bir boşluk vardır. Bu boşluk da ancak maneviyata kapanır. Bunu açacak olursak; Allah (c.c.) insanı yarattığı zaman ona bir tapma duygusu vermiştir. Bu tapma duygusu iman duygusudur yani inanç duygusudur, bu inanç duygusunu yani iman duygusunu yaşamamış yâda bir takım vesilelerle bulamamış gençler yukarda ki saydığımız olumsuz etkenleri yaşar. Oysa imanda ki sevgi ortaya çıktığı zaman o sevgi o gencin içindeki boşluğunu öyle doldurur ki genç insanlığa adeta kendini uyanmış gibi hisseder o iman sevgisi ise o gencin yoğurur. Yoğurdukça o genç benliğini bulmaya başlar. Bu imanda da samimi olmaya başlarsa kolay kolay kimseye özenti duymaz kimsenin o tehlikeli düşünce yapısına girmez, tam bir manasıyla kendisi olur. Artık, şu şunu yapıyormuş bende yapayım demez şu bunu şöyle istemiş bende öyle o yolda hareket edeyim demez. O imanda ki sevgi onu yönlendirir onu sallanmaktan kurtarır onu sabitlemeye başlar ve git gide cevresindekilere ışık saçmaya başlar. Eğer bu imanda ki sevgiyi bulamazsa üzerindeki kişilik ve benlik sorunları bu şekilde devam ederse etraftan birçok zararlı heva ve heves girmeye başlar. Nefis ve şeytanda bu yerde hiçbir zaman boş durmaz, onu uçuruma sürükleyecek çok etken bulur ve kullanır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.