Gönderi

Hıristiyan kurtuluş gereksinimi üzerine
İnsan, eylemlerin kullanışlı bir sıradüzeninde alt sıralarda yer alan belirli eylemlerin bilincindedir, hatta kendisine adeta tüm özü gibi değişmez görünen bu gibi eylemelere karşı bir eğilim keşfeder içinde. Kendini genel değerlendirmede en üst ve en yüce olarak kabul edilen öteki eylem türlerinde sınamayı ne çok ister; bencilce olmayan bir düşünüş biçimi izlemesi gereken, iyi bir bilinçte dolu olduğunu hissetmekten ne çok hoşlanır! Ama ne yazık ki sadece arzulamakla kalır: bu arzuyu yerine getirememenin hoşnutsuzluğu, genel olarak yaşamın yazgısının ya da kötü denilen o eylemlerin sonuçlarının kendisinde uyandırdığı tüm öteki hoşnutsuzluk türlerine eklenir; böylelikle derin bir keyifsizlik çıkar ortaya, bu keyifsizliği ve tüm nedenleri ortadan kaldırabilecek bir hekim arayışına girilir – insan kendini öteki insanlarla önyargısızca kıyaslasaydı, bu durum bu kadar acı duyumsanmazdı: çünkü sonra kendisinden önemli ölçüde hoşnutsuz olması için bir neden kalmazdı, o da insani hoşnutsuzluk ve eksikliğin genel yükünden payına düşeni taşıyor olurdu. Oysaki insan sadece bencilce olmadıkları söylenen tüm eylemleri yapmaya yetkin olan ve bencilce olmayan bir düşünüş biçiminin sürekli bilinciyle yaşayan bir özle, tanrıyla kıyaslar kendisini; bu berrak aynaya baktığında, kendi özü bulanık, olağandışı bir biçimde çarpık görünür gözüne. Daha sonra, aynı özü düşünmek korkutur onu, çünkü cezalandırıcı bir adalet olarak süzülür o öz insanın hayal gücünde: küçük ve büyük tüm yaşantılarda onun öfkesini, onun tehditlerini gördüğüne, onun yargıçlığının ve cellatlığının uyarı kırbaçlarını önceden duyumsadığına inanır. Sonsuz bir ceza süresi dikkate alındığında, ürkütücülük açısından tasavvur edilebilen tüm öteki korkunç olayları aşan bu tehlikede kim yardım edecek insana?
Sayfa 99 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.