Ibn Teymiyye, insanların işlerinin idaresinin dinin en azim işlerinden olduğunu ifade ettikten sonra bunu şu şekilde temellendirir:
"Insanlar, birbirlerine muhtaç olduklarından dolayı ancak bir arada yaşayarak maslahatlarını gerçekleştirebilirler. Bir arada yaşadıklarında ise onlara bir reis gereklidir."
Ibn Teymiyye "Üç kişi sefere çıktığında birini emir tayin etsinler" hadisine atıfta bulunarak üç kişilik bir topluluğun dahi içlerinden birini emir (başkan) seçmesi göstermektedir ki, buna daha çok ihtiyacı olan toplumun kendisine bir başkan seçmesi gerekir. İktidarı toplum olmanın zaruretiyle temellendirme düşüncesi İbn Haldūn'la birlikte daha sistematik bir çerçeve kazanmıştır. İbn Haldûn'a göre mülk/iktidar. toplum üyelerini herhangi bir düşman saldırısından korumaktan daha çok, bizzat onları birbirlerinin saldırılarından korumak için gereklidir. O vâzi' dediği düzenleyicinin gerekliliğini şu şekilde temellendirir:
"Hayvanlardan korunmak için alet olarak kullanılan silah insanları birbirlerinin saldırısından korumaya kâfi değildir. Çünkü o hepsinde mevcuttur. Onları birbirilerinin saldırısından korumaya kâfi bir başka şey gerekir. diğer hayvanatın sahip olmadığı bir şey. İnsanlardan birisi düzenleyici olur. Kudretli el/yetki, ona ait olur. Böylece birbirlerine düşmanlıkları ilişmez. İşte mülkün [siyasal iktidarın) manası budur."