Gönderi

Liseyi bitirdiğim gün de, beni fabrikadaki odasına çağırıp, kısa ancak etkili bir konuşma yaptı. Hatırladığım kadarıyla şunları söylemişti: "Şu anda hayatın ne olduğunu idrakten çok uzaksın. Biliyorum, arkadaşlarına göre çok ilerdesin, fakat yaşın icabı hayatı doğru olarak kavraman mümkün değil. Yaşlı insanlar kendilerinden gençlere, 'Senin yaşında olmak için neler vermezdim' derler. Ben bu türden aptallıklara inanmam. Hepimiz bir ömür süreriz. Çocukluk, gençlik, ihtiyarlık, uzun bir ömür bunlardan oluşur. Sağlıklı bir ihtiyarlık, iyi yaşanmış bir ömrün kanıtıdır. Ben gençliğimi yaşadım, şimdi sana bakıp, o günlere özlem duymamın bir manası yok. Hayat kudurmuşçasına akan bir ırmağa benzer, insanoğlu ise bu ırmağın azgın sularında yolculuk yapan bir dal parçasına. Bu yolculukta değişmeyen iki olgu vardır; ilki yalnız olduğun, ikincisi ise ne kadar uzun sürse de yolculuğunun ölümle sınırlı olması... Pek iç açıcı sözler söylemediğimin farkındayım ne var ki, gerçek bu.
Selim
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.