Ruh, Kendisini ifade edebilmek için zihni araç olarak kullanır. Ruh’a ev sahipliği yapan
Zihin huzur içinde ve neşe doludur. Gücü Ruh’tan gelir ve görevini mutlu bir şekilde
gerçekleştirir. Yine de zihin kendisini Ruh’tan ayrı görebilir. Kendisini bir bedenin içinde
algıladığında, kendini o bedenle özdeşleştirebilir. Böyle bir durumda görevini yerine
getiremez, huzuru kaçar ve mutluluk anlamsız ve yabancı olur.
Ruhtan ayrı bir zihin, düşünemez. Kendini çaresiz, sınırlı ve zayıf görür çünkü
Kaynağının gücünü reddetmiştir. Görevi ile bağlantısı kesildiği anda yalnız ve ayrı olduğunu
düşünür. Her şey ve herkes ona karşı saldırıda bulunmaktadır ve o, cılız bedenini siper eder.
Bu şekilde zıtlıkları birleştirmeye çalışır çünkü görevinin bu olduğunu düşünür.