Kitabın kuşkusuz bana kattığı en önemli iki şey şunlardı: insanın yapabileceklerinin sınırsız olması ve bir erkeğin aşkı söz konusu olduğunda tamamen içgüdüsel hareket ediyor olması. Çoğu zaman Hump'ın şaşkınlıkla karşıladığı sahnelere aynı şekilde tepki verdim, çoğumuza uzak olan deniz hayatı konusunda bu kitabı okuyana kadar en ufak fikrim yoktu ancak okurken yabancılık çekmedim. Yazar insan psikolojisini ve duygularını öylesine gerçekçi işlemiş ki okurken yabancı bir dünyayla tanışan karakterimiz gibi aynı şeyleri hissettim. Humprey başta olmak üzere Kurt dahil tüm karakterlerin değişimine şahit oldum, bu bana insanın imkansız dediği şeylere dahi eninde sonunda adapte olan yaşama dürtüsü en yüksek varlık olduğunu hatırlattı. Zannettiğimizden çok daha hırslı ve karmaşık varlıklarız, konu
yaşamak olunca alt üst olan hayatlarımıza sıkı sıkı sarılıyoruz. Konuştuğumuz, tartıştığımız tüm o erdem ve ideolojilerim yanında ilkel içgüdülere de sahip olan varlıklar olduğumuzu apaçık ortaya seren bir dünyaydı benim için.