Bitiremeyip, yarım birakacagimdan korka korka okudum ve kendi kişisel en uzun (733 sayfa) kitabımı okumuş oldum. Yazarın da dediği gibi ilk 100 sayfa bir dağı tırmanmaya benziyor. Pes eden dağın eteklerinde oyalansin. Fakat pes etmeyip manastıra girmeyi başaran da gizemleri çözmeden çıkmıyor. Bir orta çağ polisiyesi olabileceği aklımdan bile geçmiyordu. Meğer varmış ve gayet de keyifliymis. Suçluyu ya da suçluları önceden tahmin etmiş olmak bu keyfe bir nebze gölge düşürmüş olsa da (o yüzden tam not vermedim) iyi ki okudum dediğim kitaplar arasına girdi. Kitabın sonunda William'ın çaresizliğini çok derinden hissettim. Bu da yazarimizin duyguları nasıl güzel aktarabildigini gösteriyor. Sabri ve vakti olan herkes okusun :)