Nurullah Ataç da 1940'lı yıllarda sonraki döneminden bir nebze farklı düşünmekte, tercüme konusun da çevirmenlerin önemli ölçüde yaratıcı olmaları gereğini işaret edip, tercümenin bir kavramı mekanik olarak aktarmak yerine bir başka kültürde yeni baştan düşünmek de mek olduğunu belirtmektedir. Sabahattin Eyuboğlu ve Nurullah Ataç'ı biraz da o dönemin, kurucuları oldukları insan dergisinin yönelimleri çerçevesinde değerlendirmek gerekmektedir. Tüm bunlardan öte bizzat Hasan Al i Yücel'in kendisi sorunu anlatıldığı şekilde kavramakta ve Doğu kla siklerinin çevirisi konusunda ısrarlı olmaktadır. Milli Eği tim Bakanlığı'ndan ayrıldıktan sonra da Ankara Üniversite si ilahiyat Fakültesi'nde görev yapmakta olan Prof. Anne marie Schimmel'den onun üzerine çalışma yaptığı Muham-med lkbal'in Cdvidndme'sini Türkçeye çevirmesini istemiştir Bunların dışında çeviri konusundaki yaklaşımı yukarıda anlatılagen anlayışlardan farklı değildir.