Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Julia özlem dolu bir nefes aldı ve gözlerini kapata- rak onun yanında olduğunu ve omuzlarına masaj ya- parak bütün ağrısını aldığını hayal etti. "Eğer orada olsaydım omuzlarına masaj yapardım. Bana yaslanır- dın ve ben de seni iyileştirirdim." "Hımm... Eminim yapardın." "Ben sana masaj yaparken, sen de başını bacakla- rımın arasında dinlendirebilirdin." Clay güldü. "Eğer bacaklarının arasına girecek- sem, masaj falan yapmak yok. Masajı ancak ben sana yapabilirim, o da dilimle." Julia gülümsedi ve gözlerini devirdi. "Her zaman işin içine seksi bir şeyler katabiliyorsun, değil mi Clay?" "Eğer bacaklarının arasında olmamdan bahseder- sen, ben de orada olsaydım neler yapacağımdan bah- sederim ve bu sakince orada yatmak olmaz." "Ne olur peki?" diye sordu Julia, Clay'in ağzından edepsiz bir şeyler duyma isteğine karşı koyamayarak. "Bekle bir dakika. Şimdi düşündüm de sakince ya-tarım aslında," diye cevap verdi Clay düzelterek. "Gerçekten mi?" "Evet, gerçekten. Çünkü yorgunum, ama seni yi- yemeyecek kadar yorgun asla olamam. Sadece, bunun için senin kendini yüzüme dayaman gerekecek." Onun, bacaklarının arasına başını gömdüğü anları hatırlayınca Julia vücudunun her köşesinde bir ılık- lık hissetti. Tanıştıkları akşam bar kapandıktan son- ra arka tarafta, birlikte geçirecekleri hafta sonu için Julia New York'a indiğinde arabada ve daha sonra da Clay'in yatağında bağlıyken... Böyle giderse molası- nı bitirip geri dönmeden önce iç çamaşırını değiştir- mesi gerekecekti. "Belki ben de sana bir şeyler yap- mak istiyorumdur," dedi kendini saran sıcaktan eriyip bitmemek için ipleri eline alarak. "Tamam. Buyur yap. Bana ne yapmak istiyorsun söyle bakalım?" Julia'nın kulağı kapının arkasından gelen sese ta- kıldı. Müşteri sayısı gittikçe artıyor olmalıydı. Bu du- rumda molasını kısa kesmesi gerekecekti. "Omuzlarını ovmak ve parmaklarımı saçlarının arasından geçirmek dışında mı?" "Evet, bunların dışında." "En çok sevdiğim şey," dedi seksi bir fısıldamayla gözlerini kapattı ve ona tam olarak ne yapmak istediğini canlandırdı hayalinde. "En çok sevdiğin şey ne, Julia? Söyle bana. Söyle- diğini duymak istiyorum." "Seni tatmak." Clay inledi ve Julia onun elinin çoktan aletinin üzerinde olduğundan emindi. "Seni ağzıma almak. Dudaklarımla ve dilimle sana türlü türlü şeyler yapmak," diyerek konuşmayı devraldı Clay. "Ne gibi şeyler?" "Seni, tıpkı sevdiğin gibi ağzımda derinlere almak. Her tarafını yalamak. Elimi vücudunun her köşesinde dolaştırmak." "Her köşesinde mi?" diye sorarken Julia o anda Clay'in suratındaki ifadeyi hayal edebiliyordu. "Neresinde istersen," dedi Clay ve çok geçmeden nefesleri yoğunlaştı. "Kendine mi dokunuyorsun?" "Beni emmekten bahsedince başka şans bırakmı- yorsun ki. Aletimin çevresini, o seksi dudaklarının sarmalamasına bayılıyorum." "Sen ağzımın içindeyken, bir taraftan da ellerini üzerimde kullanmaya bayılıyorsun değil mi? Saçımı çekmeye, saçlarımın arasından parmaklarını geçirme- ye, beni daha da yakınına çekmeye..." "Beni iyice emdiğinden emin olmaya," diye hırla- dı Clay. "Elbette. Ağzımla dünyanı altüst ettiğimden emin olmak istiyorum." Clay derin bir nefes aldı. Julia, onun artık sona yaklaştığını tahmin edebiliyordu. "Ediyorsun Julia. Ediyorsun." "Şu an neredeyse tadını alabiliyorum," dedi sıcak bir fısıltıyla, onun boşalmasını istiyordu. "Her an tadabilirsin," dedi Clay, derin bir nefes aldı ve yüksek sesle inledi. Julia'nın yüzünü büyük bir sırıtış kapladı, Clay'in bu şekilde boşalmasını sağlamak onu heyecanlandır- mıştı. "Tadın çok nefis." Clay derince iç çekti, mutlu bir adamın iç çekişiy- di bu. Aralarındaki binlerce kilometreye rağmen onu tatmin etmeyi başardığı için seviniyordu. "Sıra sende," dedi Clay. Julia'nın vücuduna kı- vılcımlar yayılmasına sebep olan o derin ve seksi ses tonuyla. Clay onu göremese de, Julia evet anlamında kafa- sını salladı. "İşin başına geri dönmem gerekiyor. Bar yoğunlaşmaya başladı." "Bir dahaki sefere o halde. Çünkü senin, kendini bıraktığını duymak istiyorum." Julia telefonda geçirdikleri geceleri ve Clay'in ona nasıl haz çığlıkları attırdığını hayal ederken vücuduna boylu boyunca sıcak bir dalga yayıldı. "Kendine dokunurken rahatlayışına bayılıyorum." "Neden başka bir şey yapayım ki Clay?" "Benimle beraber rahatlamanı istiyorum." "Rahatlıyorum zaten. Seninleyken hiçbir zaman kendimi tutmadım." "Seksten bahsetmiyorum. Diğer zamanlarda. Be- nimle olduğun diğer zamanlarda da, çıplakken oldu- ğun kadar özgür olmanı istiyorum." "Ben de bunu istiyorum. Sana yemin ederim ki is- tiyorum bunu," dedi Julia. Ona ihtiyaç duyduğunun açık ve net bir şekilde anlaşılıyor olduğundan emindi. Onun, bunu bilmesine ihtiyacı vardı. "Seni özledim." "Öyle mi?" diye sordu Clay, şüpheci bir tonda çık- mıştı sesi. "Hem de çok. Keşke burada benimle beraber ol- saydın." Derin bir iç çekti Clay. "Keşke olabilseydim," dedi ama sesi ona dokunmak için orada olmak ister- miş gibi değildi. Daha çok, kendisine Julia'ya yakın olmak için izin vermeyi diliyor gibiydi. Çünkü gece geç saatte yaptıkları sohbetler ve paylaştıkları onca şeye rağmen, aralarında kilometrelerden daha elle tu- tulur bir mesafe vardı. Julia, Clay'i daha iyi tanımaya başlamıştı, ancak hiçbir zaman onu şimdikinden daha uzak hissetmemişti. "Gitmem gerek," dedi Clay. Ve o anda, ona daha uzak hissetmenin de mümkün olduğu-nu anladı Julia. Telefonu kapattıklarında, Julia daha fazla bu şe- kilde devam edemeyeceğini biliyordu artık. Bu arada kalmış durum harika olmakla birlikte, bir o kadar da yetersizdi.
Sayfa 72
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.