Eve geldiği zaman ilk işi mektubu okumak oldu. Arkasında yeldirmeyle pencerenin önünde bir koltuğa ilişerek zarfı açtı; ilk kelimeyi görür görmez, yüzüne bir kan dalgası hücum ederek sanki oturduğu yerde birdenbire döndü:
"Kalpsiz" diyordu. "Oh evet, beni mazur görünüz, size ancak bu kelimeyle hitap edebildiğim için beni affediniz. Bakınız, gaddar demiyorum. Çünkü hissetseydiniz eminim ki sizin için çarpan bir kalbi çiğneyip geçmezdiniz. Halbuki siz çiğnediniz, demek kalbiniz yoktu, hissetmiyordunuz, karşınızdakini kahrederken kahrolmaktaki elemleri, ıstırapları duymuyordunuz. Fakat ben...