Kumar tutkusunu ve bir kumarbazı anlatan bir kitap söyle deseler, büyük bir çoğunluğun söyleyeceği Dostoyevski'nin kumarbazı olacaktır. Ama bana sorsalar, kesinlikle ve açık ara önde olarak bu kitaptır derim. Ama kitabın ana konusu bu mu? Hayır, değil. Bilmem hiç yaşadınız mı bu duyguyu; Kan bağınız bulunmayan, size verdiği, vereceği (dostluk veya menfaat gibi) hiçbir şeyi olmayan bir insan için, sırf haline acıdığınız, ben de tutmasam uçurumu boylayacak diye düşündüğünüz için beklentisizce ve sonucunu düşünmeden yardım ettiğiniz veya yardım etmek istediğiniz oldu mu? Benim çokça oldu ve yardım ettim de. Ama asla, asla ve asla bu ruh halimi anlamadı üçüncü kişiler. Her neyse; ortalama puanı 7,7 olan, ama bana göre Zweig'ın - Dostoyevski'nin başta kumarbazı olmak üzere birçok kitabını gölgede bırakan - belki de en değerli eserlerinden birisi bana göre. Belki diyorum, çünkü kitaplarının belki ancak üçte birini okudum. Siz de okuyun ve anlatılmak isteneni anlamaya çalışın. Buna birçok kişi muvaffak olamayacak, bilhassa bizim toplumun her kesiminin bağnaz insanları bilhassa, ama küfredecekseniz de, okuduktan sonra, okuyup anlamaya çalıştıktan sonra küfredin, okumadan değil... Kitapla kalın...

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127.3k okunma

·

438 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Johnny Five