12. "Suçlular Rablerinin huzurunda boyunlarını büküp, "Rabbimiz! gördük ve işittik. Artık şimdi bizi (dünyaya) döndür ki, salih amel işleyelim. Biz artık kesin olarak inanmaktayız" dedikleri vakit, (onları) bir görsen!"
(Kendimize gelebilmek için ölümü beklemeye gerek yok aslında. İnancımız işlemiş olduğumuz her hatadan dolayı bir gün pişman olacağımız yönünde o zaman "ölmeden önce ölmek" gerekir bizlere. Yasin Pişgin bir kitabında bir kıssadan hisseyi bizlere aktarıyor. Bizlerde bu soruyu kendi nefsimize yönelterek vereceğimiz cevaba göre bir yol çizmeliyiz Allah Teâlâ'nın izni ve inayetiyle :
Âlim zatlardan biri, bir gün yanında öğrencisi ile birlikte bir kabrin başına gidiyor ve soruyor: “Şimdi bu kabir yarılsa mevta içinden dirilse, kalksa ne yapardı?” Öğrencisi diyor ki: “Hocam ölümü görmüş, meleği görmüş, azabı görmüş, bizim imanımıza konu olan her şeyi, ayne’l yakin ve hakka’l yakin olarak tecrübe etmiş: ne yapmazdı ki… Hemen bir abdest alır, namaz kılar, oruç tutar, infak eder, kötülük yapmaz, kendini korur, kalbini kötülükten alıkoyar…” O zat, elini kabrin üzerine koymuş ve şöyle demiş: “Bundan geçti artık ama senden geçmedi, bunun işi bitti ama senin bitmedi…”)