Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

HİS YALANCISI
Patlayan kabuk adına, Düşen gökyüzüne, Tüten bulutlara, Üflenmiş umutların siyahında. Bir çelişki var, Biraz sakinleşir durur, Kozyatağı üzerinde. Dillere kurşun dökülen tekerlemeler, Kulaklara efsane olan söylentiler, Kırk kılığa giren yalanlar. İşte oradalar, Bir insanın üzerine sinsi sinen leke gibi, Adaleti yok bunun, Bir kılıf içinde. Bir kurtarıcı beklenen bu, Değişik değişik şehirler içinde. Eflatunu bu, Bu bunların sözlerinde. Üzerine işlenmiş derecesinde, Yaman olur ya o zaman şuralarda, Bir dümen ötesinde. Söylenen söz asıl olan değil, Karmaşık bu siyahtan kara, Güneşi belki kuzeyi tarafında. Eflatunu yanmış bunun, Çatlayan cam kırıklarında, Lanet olası diye bağırır, Zehri dökülür ucuna. Saati yok kesin, İntikamını bitirmiş akşam, Fikri hümayun gözlerine. Şair zakirin ellerinde, Paramparça dilimde, Lanet olası diye haykırır, Büyük pislik içinde. Yamuk yumuk veya tepetaklak, Sıkışıp kalır sarmalında. Saçlarına hissizlik düşer, Bu kaşındırır. Dillere destan bir şeylerde, Çok yalan olur her yerinde, Bugün yine dün oldu. Çöken bir kozalak ötesinde, Hüzünler bulmasın hele ki. Kirler göçerken ömre, Yorgunluk diz boyu. Öfke içinde öfke çelişse, Zehir içine zehir zemberek, Günahı çatlasa tuz buz olsa. AYKUT BARIŞ ÇELİK
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.