İskender Pala nın Yavuz Sultan Selim’in özelliklerini çok abarttığını, Şah İsmail’i itibarsızlaştırdığını ve objektif olmadığını yazmıştım. Kendisinden çok özür diliyorum:) Zira abartmanın tillahı bu kitapta.
Firdevsi nin, İran’ın yıllarca Türk egemenliği altında olmasını sindiremeyip Türklere bilenip böyle bir eser yazmış olması kuvvetle muhtemel.
Esere olan merakım
Benim Adım Kırmızı kitabından geliyor. Baba oğul ilişkisinin anlatıldığı kitapta Rüstem’in oğlu Sührab’ı, oğlu olduğunu bilmeden öldürmesine değinilmişti.
Zaloğlu Rüstem
Şahnamə sinde geçen bir karakter, kitapta da adından anlaşılacağı gibi doğumundan ölümüne kadar onun hikayesi anlatılıyor. Ama ne anlatım :) İranlılarla Türkler arasında savaş vardır, başta her şey İran aleyhine ilerlerken ortaya fil gövdeli Rüstem çıkar ve savaşı kazanır. Savaşlar genellikle Türk hükümdarı Efrasyab ile yapılır, Efrasyab ise bizim Alp Er Tunga’dan başkası değildir. Tabi ki Alp Er Tunga acımasız, hilebaz, savaşta kaybedince korkup kaçan, basiretsiz bir hükümdar olarak anlatılmıştır. Halbuki İran’la olan savaşlarda İran’ı defalarca yendiği bilinen tarihi bir gerçekliktir.
Aşırı milliyetçi birisi değilseniz bu saydığım olumsuz yönlere takılmadan okuyabilirsiniz, eseri kendi döneminde yazılmış bir efsane olarak değerlendirdiğimizde fena bir kitap değil. Bazı kısımlar çok uzatılmış, her bölümün sonunda aynı şeyler tekrarlanmış. Bazen okuduğum yeri tekrar mı okuyorum izlenimi uyanıyor insanda. Günümüzün modern yargılarına göre değerlendirdiğimizde çok saracak bir eser değil.