İki bin yıl sonra insanoğlunun ahlakı, âdetleri, duyguları ve tüm yaşamı tamamen değişmiş ti. İki bin yıl ön ce çeşitli dinlerin ve inançların insana vaat ettiği şeyi bilim gerçekleştirmişti. Susuzluk, açlık, aşk ve insanın diğer gereksinimleri giderilmiş, yaşlılık, hastalık ve çirkinlik in san tarafından mahkûm edilmişti. Aile yaşamı terkedilmişti ve bütün insanlar arı kovanına benzer çok katlı büyük binalar da yaşıyordu. Fakat bir sorun kalmıştı; dermansız bir dert. Bu da, amaçsız ve anlamsız yaşamanın verdiği yorgunluk ve bıkkınlıktı.