Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kapının açıldığını duyunca kalp atışları hızlandı. Vücudunu saran heyecanla yerinde duramayıp ne- redeyse koşarak inmek istedi iki kat aşağı. Ama bu adamı tanıyordu ve onun ne istediğini de çok iyi bi- liyordu. Clay, Julia'nın koşarak boynuna sarılmasını istemezdi. Onu kendisi arayıp bulmak isterdi. Bunun üzerine Julia merdivenlerden aşağı yavaş yavaş inme- ye başladı. Clay telefonuyla anahtarlarını mutfak ma- sasının üzerine bırakırken Julia da son katın köşesini dönüyordu. Julia tırabzanlara yaslandı, poposu demirlere da- yalı, gömleğinin düğmeleriyle oynuyor ve bekliyordu. Clay yukarı doğru kafasını kaldırınca gözleri Julia'nın yüzüne kilitlendi. Elini çenesine götürerek onu büyük bir beğeniyle süzmeye başladı. "Buna alışabilirim," dedi. Kalın ve derinden gelen sesi Julia'yı eritiyordu. Ona doğru basamakları tır- manmaya başlayan Clay yanına gelince Julia'nın ya- naklarını avuçlarının içine aldı. "Sen. Benim evimde. Benim kıyafetlerimin içinde. Benim için." Teninden kıvılcımlar yükselirken Julia iyice eri- meye devam ediyordu. "Hepsi senin için," dedi. Clay onu içine çekercesine bakarken ikisi de tek kelime etmedi, sanki Julia'yı görmek onun oksijeniy- di. Clay'in bakışları altında Julia vücudundan elektrikakımı geçiyormuş gibi hissediyordu. Clay'in onu ye- mesini, onu tatmasını, her yerine dokunmasını istiyor- du. Her yerine. Bu adam onun her yerinde olmalıydı; teninin üzerinde, içinde, kalbinde, aklında... Uzandı ve Clay'in yakasından sıkıca tuttu. Eninde sonunda öpüşecek, birbirlerine çarpacaklardı ama şu anda ses- sizliğin sarhoş edici etkisi altında, bir araya gelecek olmalarının beklentisiyle sırılsıklam olmuşlardı. Yakasını bırakmadan yönlerini değiştirdi ve basa- makları geriye doğru inmeye başladı Julia. Dizlerinin arkası Clay'in kanepesiyle buluşuncaya kadar da dur- madı. Ve sonra oldu. 4 Temmuz'da gecenin sonunda atılan havai fişekler gibi gürültülü ve güçlü. Clay, Julia'ya dokundukça her şey sıcak ve canlı renklerin patlamasına dönüşüyordu. Julia ne olduğunu anla- madan gömleğinin Clay'in gömleği düğmeleri, Clay'in gömleğin önünü sabırsızlıkla yırtmasıyla yere saçılmıştı. Sırada kendi üzerindeki gömlek vardı, pan- tolonun fermuarı da açılıp dizlere indirildi ve sonra tamamen çıkarıldı. Clay tıpkı bir leopar gibi hızlı, atik ve ateşli hareket ediyordu. Julia kendini Clay'in kane- pesi üzerinde çırılçıplak, bacaklarını da onun omuz- larına dayamış vaziyette buluvermişti. Clay elleriyle Julia'nın bacaklarından tutarak onu olduğu yere sa- bitlemiş ve onun içine aklını başından alan bir şekilde girmişti. Julia bacaklarını hareket ettiremese de elleri Clay'in güzel yüzünde dolaşmak için serbestti.
Sayfa 167
·
59 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.