Gönderi

Şefaat ve Muhammed(s.a.v)'in Peygamberliğinin Genel Oluşu
‎‫الا لِمَنْ أَذنَ لَهُ‬‎ Ancak kendisine şefaat için izin verilmiş olan kimse müstesna. Ki evvelâ, makam-ı Mahmud'da Muhammed Mustafa sallallahü aleyhivesellem, sonra alâ merâtebihim diğer Enbiyâ ve Melaike ve salihîn. حتى اذا فزع عن قلوبهم Yani izin verdiklerinin şefaati de birdenbire oluvermez. Mevkifte çok tevakkuf ederler, dehşetli korku, hâlecânlar içinde beklerler. O dereceye kadar beklerler ki, nihâyet kalblerinden o dehşet ve hâlecân giderildiği, yâni şefaate izin verildiği zaman şefaat bekleyenler şefaat eden şefaatcilerine قالوا‎ derler: ماذا قال ربكم »Rabbımız ne söyledi?» Şefaatinizi kabul buyurdu mu? Şefaatciler de cevaben: قالوا الحق »Hakkı» derler. Yani «hakkı söyledi, hakkı ne ise, o olsun buyurdu>> derler. Binaenaleyh kâfirlere şefaat olmaz. ‎‫وَلا يَشْفَعُونَ الا لمن‬‎ ‎‫ارتضى "...ve onlar onun rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat etmezler‬‎. Enbiya-21/28.Mısdakınca yalnız Allah'ın razı olduğu mü'minlere şefaat ederler. ‎‫وما أرْسَلْنَاكَ الأ كافة للناس Seni de başka değil, ancak bütün insanlara şamil bir‬‎ risåletle rahmetimizin müjdecisi azabımızın habercisi gönderdik. Bu âyet de, Risâlet-i Muhammediyye'nin Arab ve gayr-i Arab bütün insanlara kâffeten ammü şamil olduğuna delîl olan âyetlerdendir.
Sayfa 375 - 6.cild 34/22-30Kitabı okuyor
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.