Gönderi

416 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Yazarın Hayvan Çiftliği adlı eserinden sonra, bilinen distopyası olan 1984’ okudum. Eserde Doğuasya, Avrasya ve Okyanusya devletlerinin sürekli olarak birbirleriyle savaş halleri ele alınmıştır. Okyanusya devletinin yöneticisi ise Büyük Birader’dir. Savaş zamanlarında (yani her zaman) ülkede sizi sürekli gözetleyen, konuşmalarınızı duyan, çıkıp Büyük Birader’in konuşmalar yaptığı, savaş hakkında konuştuğu tele-ekranlar mevcuttur. Bu ekranlar sayesinde de halk, devletin istedikleri kişi olmalarına zorlanmıştır. Çünkü ekranlardan halkın yedikleri, içtikleri, giydikleri, birbirleri ile diyalogları bile kontrol altına alınmaktadır. Peki, kimse bu durumun neden bu şekilde süregeldiğini sorgulamıyor mu? İşte; o noktada kitabın ana karakteri Winston ortaya çıkıyor. Winston Büyük Birader’in karşıtı olan Goldstein’in oluşturmaya çalıştığı düzene merak salıyor. Bu düzen için gizli gizli araştırmalara koyuluyor. Bir gün aynı işyerinde çalışan O’Brien onun bu merakını gidereceğini dile getiriyor. Ona Goldstein hakkında bir kitap veriyor ve Büyük Birader’e canını hiçe sayacak kadar nefret duygusuna sahip mi değil mi bunu öğreniyor. Fakat eserin devamında O’Brien’ın Büyük Birader tarafında olduğu, Winston’ın Düşünce Polisi tarafından götürülmesi ile ortaya çıkıyor. Winston’a götürüldüğü yerde türlü işkenceler yapılıyor. Düşünceleri dahi kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Genel olarak baktığımda; insanın kendi düşüncelerinden ibaret olduğunu, sorgusuz sualsiz her şeyi kabullenmediğini; ama zihninin ona ara sıra oyunlar oynayabileceğini gördüm eserde. Ve Orwell karşıt düşünceler karşısında nasıl davranıldığını, dilin ve düşüncenin insan hayatı üzerindeki önemini çok güzel bir şekilde aktarmış. Eser 1945 yılında yazılmış olmasına rağmen, bana göre muhteşem bir kurguya sahip.
1984
1984George Orwell · İndigo Kitap · 2021166,9bin okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.