Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
“Bu kitapı okuyarak sevme sanatına ilişkin hazır bilgiler edinmek isteyenler düş kırıklığına uğrayacaklardır. Tam tersine bu kitap, belli bir olgunluk düzeyine erişmeden kişinin sevgiye ulaşamayacağını göstermeyi amaçlamaktadır.” (E.Fromm) “Sevmenin sanatı mı olur?” diyenleri aydınlatacak bir kitap... Sevmek belki, çok kolay görünür, ancak kişi kendi kişiliğini geliştirmedikce sevme yeteneğine erişmekte başarısız olacaktır. Sevgi sanat mıdır? Sanatsa eğer, bilgi ve çaba gerektirir. Yok, değilse, o zaman kaderin bir lütfuyla şanslı olanlarımızın “kapıldığı” tatlı bir duygudur. ? Çoğunluk ikinci önermeye inanır. Ancak bu kitap birinci önermeni desteklemktedir. Çoğu kişi, sevme sorununu kendi sevebilme gücünden, sevme ediminden çok sevebilme olarak görmektedir. Sorun sevmek değil, nasıl sevimli olabilecekleridir. Erkeklerin kullandığı yollardan biri, güçlü olmak, toplumsal konumların elverdiği oranda güçlü ve paralı olmaktır. Kadınların başvurduğu bir yol ise, endamına, giyimine özen göstererek çekici olmaktır. Hem uygarlımızda birçok kişi için sevimli olmanın anlamı cinsel cazibeye sahip olmakla popüler olmanın dışında bir anlam taşımamaktadır. Bu sevgi konusundaki öğrenilecek birşeyin bulunmadığına ilişkin ilk düşüncedir. İkincisi ise, Sevgi sorununun bir yetenek sorunu değil, nesne sorunu olduğunu sanmaktan kaynaklanmaktadır. Sevmek bir sanat mıdır? diye soranların sevgi sorununa bir yetenek sorunu olarak bakmamaları da normaldir diye düşünüyorum. Nesnenin önemini artıran birçok nedenler vardır. Tüm uygarlığımız, karşılıklı kar sağlayan bir alış-veriş düşüncesi, satınalma açlığı üzerinde yükseliyor. “Çekicilik” kiişilik pazarında genellikle aranan ve peşinde koşulan bir süslü nitelikler paketi anlamına gelir. Sevgi konusunda öğrenilecek bir şeyin bulunmadığına ilişkin üçüncü hata: baştaki sevdalanma ediniminin sürekli aşık olma ya da daha doğru bir deyişle aşk içre olma durumuyla karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. Tıpkı şimdi bizler gibi birbirine yabancı olan iki insan, aralarındaki duvarı birden yıkar,kendilerini, birbirlerine çok yakın, duyar, tek bir kişi gibi hissederlerse, o an, yasanım en heyecanlı en başdondürücü anıdır. İki insan birbirlerini daha iyi tanıdıkça yakınlaşmalarındaki o mucizevi nitelik de yavaş yavaş yiter. Sevgiden vazgeçmek olanaksız olduğuna göre sevgi konusundaki başarısızlıkların üstesinden gelebilmenin de yolları vardır. Bunun için Sevginin de yaşamak gibi sanat olduğunu unutmamak gerek. Bunun için 3 adım geriklidir. Ilki, kuramda ustalaşmak. İkinci, praktikte ustalaşmak. Üçüncü, o sanatta ustalaşmayı en önemli işi olarak kabul etmesi, dünyada ondan daha önemli biç bir şeyin bulunmamasıdır. Peki “Vermek nedir?” Vermek, taşınılan gücün en üst dikeyde anlatımıdır. Özellikle sevgiyi ele alırsak, anlamı; sevgi, sevgi üreten bir güçtür. Güçsüzlük, sevgi üretememektir. Verme unsurunun dışında, sevmenin etken özü sevginin her türü için geçerli olan belli temel unsurlarla da ortaya çıkar, Bunlar; ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgidir İlgi; Bize çiçekleri sevdiğini söyleyen bir kadının, çiçekleri sulamayı unuttuğunu görürsek, onun çiçek “sevgîsi”ne inanmayız. Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ne yasaması için gösterdiğimiz etken ilgidir. Sorumluluk; Başka insanların, ister belirgin, ister gizli olsun gereksinimlerine verdiiğimiz yanıttır. Saygı; Diğer kişinin olduğu gibi büyüyüp gelişmesine duyulan ilgi anlamına gelir. Bilgi; İlgi ve saygı eğer bilgi tarafından yönlendirilmezlerse kör kalırlar. Ana-Baba, Kardeşlik, Tanrı, cinsellik sevgisi, kendini sevme hakkında bilgiler edinmemize yardımcı olan, “Kişinin kendisini sevmesi, bencillikle aynı olgu mudur, yoksa birbirlerinin zıddı mıdırlar?” gibi soruların cevaplarını bulacağımız bir kitap... Şimdiden iyi okumalar,,
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Altın Post Yayıncılık · 201218,5bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.